YAZILAR Haber Girişi : 23 Kasım 2011 10:49

Atatürk Lisesi Öğrencilerinden Levet Üzümcü ile ropörtaj

Atatürk Lisesi Öğrencilerinden Levet Üzümcü ile ropörtaj
Nusaybin Atatürk Lisesi Dergisi Simurg için Levent Üzümcü ile yapılan ropörtajı yayınlıyoruz...
Nusaybin Atatürk Lisesi Dergisi Simurg için Levent Üzümcü ile yapılan ropörtajı yayınlıyoruz...
 
‘’Abimm filminin Arif’i, Avrupa Yakası’nın Cem’i ile hafızalardan silinmeyen adeta bu karakterleriyle bütünleşen Levent ÜZÜMCÜ ile sanat ve oyunculuk üzerine bir konuşma faslı…’’

Levent Üzümcü sahneyle ne zaman tanıştı? Bununla ilgili bir anınız var mı?
   Açıkçası oyuncu olmak, sinema ve tiyatroyla uğraşmak hiç aklımdan geçen bir düşünce değildi. İlk oyunculuk deneyimim tesadüfi ve çok komik bir hikayeyle başlar. Lise yıllarında henüz 16-17 yaşlarındayken bir kıza fena halde aşık oldum. Kızı görünce heyecandan elim ayağım birbirine dolanıyordu. Ona olan duygularımı anlattım ve belli bir süre beraber kaldıktan sonra ayrıldık. Kızla aynı sınıfta okuyorduk. Ben kızı görmeye dayanamıyordum. Müdür yardımcısına ‘’Beni bu sınıftan alın.’’ dedim. Müdür  yardımcısı beni o sınıftan aldı; ama okulun en yaramaz sınıfına koydu. Daha sınıfa girer girmez aman Allah’ım o ne! Masalar, sıralar havada uçuşuyor ve tozdan göz gözü görmüyordu. Kendi kendime ‘’Şimdi ayvayı yedim!’’ dedim. Sınıfa girdiğimde bir çocuk geldi yanıma. Çocuk  merhaba dedikten sonra: ‘’Sen hiç tiyatro yaptın mı?’’ dedi? Yapmadım dedim, yaparız dedi ben de eyvallah dedim. Birlikte tiyatro yapmaya karar verdik. İlk oyunum Haşmet  Zeybek’in  ‘’Düğün ya da Davul’’ adlı köy seyirlik oyunuydu. Oyunu okulda sahnelendirdik, öğretmenlerimiz oyunu çok beğendi. Daha sonra bu oyunu Maltepe Askeri Lisesi’nde sahneledik. Oyun komedi; ama hiçbir askeri öğrenci gülmüyor. Askeri okul ya, çok ciddi bir havada komedi oyunu oynuyoruz. Askerler oyun sahnesini çok temizlediklerinden dolayı sahneyi adeta cilalamışlardı. Oyun sahnesinde dekor olarak yerde bir kilim vardı. Kilime bastığımda ayak tabanlarımı havada gördüm. Biraz havada kaldıktan sonra çok kötü bir şekilde yere yapıştım. Neyse oyunu emekleyerek bitirdim. Nedense bir ses bana oyunu yarıda bırak demedi. Oyunu bu şekilde bitirdim. 2500 askeri öğrenci sözleşmişçesine beni alkışlamaya başladı. Hayatınızda yaptığınız işten dolayı hiç alkış aldınız mı? Ne kadar büyük bir mutluluk. Oyunu bitirdikten sonra çiçeklerle bizi uğurladılar. Ben hemen babamın yanına gidip: ‘’Baba, ben oyuncu olmak  istiyorum.’’  dedim. Bir İzmirli olmanın avantajıyla babam oyuncu olmamı kabul etti. Şimdi bu mesleği yaptığımdan dolayı çok mutluyum. İyi ki lisede bir kıza aşık olmuşum.
 
Modern Türk Tiyatrosunun yetiştirdiği en başarılı isimlerinden birisiniz. İnsanın başarılı bir oyuncu olabilmesi için gerekli olan kriterler nelerdir?
   Azim, istikrar, mücadele ve çaba. Bunlar bir oyuncuyu başarıya götürecek anahtar kelimelerdir. Eğer hayatta sizler çabalamazsanız sizden hiçbir şey çıkmaz. Zorluklara göğüs germesini bileceksiniz. Bakın size basit bir çiçek örneği vereceğim. Eğer o çiçeği sulamazsanız toprağıyla ilgilenmezseniz o çiçek belli bir süre sonra ölür. İlişkileriniz, mesleğiniz ve aileniz için çabalamak zorundasınız. Çaba neye benzer biliyor musunuz? Akan bir nehrin karşısında o nehrin gücüne rağmen o akıntıya karşı yüzmeye benzer. Belki bir arpa boyu yol almazsınız ;ama en azından durduğunuz yerde kalırsınız. Eğer yüzmeyi bırakırsanız akıntı sizi nereye götürürse siz oraya gidersiniz.
 
Yıllarca tiyatro sahnelerinde ,televizyon sinema ve dizilerinde yer aldınız. Şöyle bir geçmişinize baktığınızda bu sanat dalları hayatınızdan neler götürdü?
   Şöyle bir geçmişime baktığımda kendi aileme  yeterince zaman ayıramadığımı görüyorum. Bana çok ihtiyacı olan iki oğluma vakit ayıramıyorum. En büyük sıkıntım bu. Bu konuda kendimi çok suçlu buluyorum. Bazen şu soruyu kendime sormadan edemiyorum. Ben deli miyim? Bu kadar fazla çalışarak neyi ispatlamaya çalışıyorum? Başarılı bir oyuncu olabilirim mesleğimde ;ama başarılı bir baba olamamışsam neye yarar? Yavaş yavaş hayatımdaki bütün çapaklardan  kurtulmaya başladım. Hayatımı biraz daha törpüleyerek çocuklarıma biraz daha zaman ayırmaya başladım.
 
Hem tiyatro hem de sinema-televizyon oyunculuğu yapıyorsunuz. Bunları yaparken hangisinden daha fazla zevk alıyorsunuz ve mutlu oluyorsunuz?
   Tiyatroda da sinemada da oyunculuk yapmaktan zevk duyuyorum. Çünkü hayata dair söylemek istediğim çok şey var. Hiçbir meslek sahne sanatları gibi insanlara yol gösteremez. Tiyatro ve sinemada hem mesleğimi icra ediyorum hem de  hayatta inandığım değerleri mesleğim yoluyla insanlara aşılıyorum. Bakın size örnekler vereyim: ‘’Beyza’nın Kadınları’’ filminde çocuk tacizi karşısında olan bir psikiyatrist karakterini oynadım. ‘’Abimm’’ filminde zihinsel engelli bir karakteri canlandırdım. Hayatta hepimizin çektiği sıkıntılar var. Ben bu sıkıntıları mesleğimi icra ederek dışa vurabiliyorum. Ne mutlu oyunculuğunu bu şekilde kullanan insanlara.
 
Bir  sinema ve tiyatro oyuncusu olarak topluma ve toplumsal olaylara  karşı sorumluluklarınız nelerdir? Daha doğrusu bir oyuncu sanatını kimin için icra etmelidir?
   Ben sanatı kendim için icra ederim. Sanat benim içindir. Ben bir sanat eseri oluştururum, beğenirsen ve seviyorsan onu alırsın. Ben bir kitap yazarım beğenmiyorsan almazsın. Ben eserimi ortaya koyduktan sonra artık sanatımı kimin için yaptığımın bir anlamı kalmaz. Yani anlayacağınız sanat, benim duygularımı ifade etmek içindir. İnsanlar bir tiyatro oyunu izlediklerinde, bir film seyrettiklerinde veya bir şiiri açıp okuduklarında gözleri yaşarıyorsa işte sanat budur. Sanat bir yerde senin hayatınla buluşuyorsa, işte sanat bunun içindir. Yani kısacası sanat ‘Ben’im içindir.
 
Günümüz sinema ve televizyon sektörünün en önemli sorunlarının başında korsan geliyor. Bununla ilgili düşüncelerinizi bizimle paylaşabilir misiniz? Siz hiç hayatınızda korsan bir cd veya kitap aldınız mı?
   Ben, hayatımda hiçbir zaman korsan cd veya kitap almadım. Ben öğrenciyken cebimde korsan cd alacak para dahi yoktu. Daha doğrusu bizim dönemimizde korsan cd yoktu. O zaman sadece korsan kitaplar vardı. Ben o kadar saftım ki hangi kitap korsan hangisi orijinaldir bunu bilmiyordum. Bununla ilgili bir anımı sizinle paylaşacağım. Hayatım boyunca sahip olmak istediğim tek kitap Edip Cansever’in Toplu Şiirleriydi. Bir gün fotokopi çekmek için bir kitapçıya girdim.  Üç kere üst üste kimse var mı? diye seslendim. Ama içeride ses yoktu. Bir de baktım ki tam karşımda Edip Cansever’in Toplu Şiirleri. Ben kitaba bakıyorum, kitap bana. Cebimde de beş kuruş para yok. Hemen aklıma öğrenciler kitap çalar diye korkunç bir fikir geldi. Şimdi o günü hatırladıkça çok üzülüyorum. Hemen yanlış anlamayın kitabı çalmadım. Sadece aklımdan nasıl böyle bir fikir geçer diye üzülmüştüm. Her zaman korsana karşı oldum, bir sanatçının emeği korsan alarak heba edilmemelidir.
 
Birçok oyunda çeşitli rollerde oynadınız. Bu oyunlar içerisinden oynarken zevk aldığınız oyun ve rolleriniz hangileridir?
   ‘’Kuyruklu Yıldız Altında’’ adlı oyunda Vasat karakteri hayatımda oynadığım en komik  rollerden biridir. Bu oyunda ud çalıyordum; ama ud çalmasını bilmediğim için playback yapmışlardı. ‘’Hayvan Çiftliği’’ oyununda bir kartopunu  canlandırmıştım. Bu oyundan da çok zevk almıştım. Bunların yanında ileriki aylarda Mardin’de sahnelendireceğimiz ‘’Maskeliler’’ oyunundaki Filistin Kurtuluş örgütü üyesi Naim karakterini de çok seviyorum. Diğer oyunlardaki karakterlerimi de seviyorum.
 
Bize bu değerli zamanınızı ayırdığınız için size teşekkür ederiz. Mardin’de düzenlenen Akademi Mardin’e katıldığınız için de size minnettarız. Son olarak herkes sizin gibi şanslı olmayabilir. Sizin gibi başarılı sanatçı olmak isteyip de içindeki cevheri ortaya koyamayan insanlara ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
   Asıl ben size teşekkür ederim bu güzel soruları hazırladığınız için. İçimizdeki cevheri keşfedecek mecra yoksa biz nasıl o cevheri ortaya çıkaracağız? Şimdi size bu konuda bir şey söyleyeceğim. Dünyanın en iyi kayakçısı 1910 yılında Hakkari şehir merkezinde doğdu ve efsanevi kayakçı hayatı boyunca hiç kayak yapmadan 1984 yılında 74 yaşında öldü. Dünyanın en iyi tiyatro oyun yazarı okuma yazma bilmeden Van’da yaşadı ve orada yaşama gözlerini yumdu. Dünyanın en iyi futbolcusu ayağını bir kez dahi topa değdirmeden Mardin’de doğdu ve orada vefat etti. Şimdi nasıl olur diyeceksiniz? Siz bana bunun aksini iddia edebilir misiniz? Hayır! Çünkü mecra olmazsa birileri içinizdeki cevheri ortaya çıkarmazsa, -çok ekstra bir insan değilseniz Hz.Mevlana gibi- bu yeteneğiniz sizinle ölür. Hayatında hiç okuma yazma bilmeyen birinden yazar çıkması, hiç kayağa binmeyen birisinden kayakçı çıkması imkansızdır.

Nusaybin Atatürk Lisesi Simurg Dergisi Emekçileri
Kamuran OK        Aziz GÜL
    11 TM/A                 11 SOS/A

Levent ÜZÜMCÜ
      Levent Üzümcü 1972’de İzmir’de doğdu.Karşıyaka’da geçen çocukluk ve yine İzmir’in Hatay  semtinde geçen gençlik yıllarından sonra, Eskişehir’de konservatuarda okudu. Bursa Devlet Tiyatrosu’nda çalıştı, burada tam 6 premier yaptı, “Muammer Muammer” adlı oyunun Anadolu turnesi ile Türkiye’nin pek çok yerini gezdi.
Eğitimi için  Kaliforniya’ya gider. Kendisi burada hem yabancı dil konusunda hem de Los Angeles Film Okulu’nda oyuncu yönetmenliği konusunda dersler almıştır.
        2001 yılının Temmuz ayında Türkiye’ye dönerler.Şehir tiyatrolarında çalışmaya başlamıştır. Televizyon için çalışmaya da devam eder, Evdeki Yabancı, Biz Size Aşık Olduk, Serseri Aşıklar derken 2004 yılında Avrupa Yakası başlar. Beyza’nın Kadınları, Kaçan Fırsatlar Limited ve Abimm gibi sinema filmlerinde oynar. Ada ve Batu adında iki oğlu bulunmaktadır.