Zulüm karın zulmü bitiyor! Ama mazlumun zulmü ayni yerinde başlıyor! Hata millet sonucu anlayınca iş işten geçiyor. Ah vah bir faydası kalmıyor. Hak ve hukuk tanımayan, Adalet ve demokrasi bilmese, siyaset ve toplumun kuraları anlamayan cehaletin peşine düşen, her zaman düşman gözü ilan bir birine bakmak çok çetin bir hastalıktır! Tabi ki bu insanların içinden zulüm bitmiyor. Devamlı zalim ve zulüm kar o insanların hayatı ilan oynanacaklar. Ne vicdanları, var nede insanlık tabiatı, var o kaba küvete sahip zalimler ve küçük zalimler fark etmez . Her ferdi yapabilecek kadar zulüm yapıyor bunun formülü bulunabilir miyiz ?
Cegerxwinın bir sözü var dedi ki : Ey Kurdê xain i dıl gemar terez ferq çiye ha te xwar û ha dıjmın xwar . Yani ha sen yedin ha düşman yedi ne fark eder. Madem ki zulüm devam eder ha Alo ha Celo. Zulüm zulümdür; ha Ağa zulüm yaptı ha İşçi zulüm yaptı fark etmez! Yalan ve doğru bir birine karışmış bulanık ve karanlık bir su kuyusu gibi oldu; kovayı kuyu ya indiriyor bu kuyuda ne çıksa içmek mecburiyettir. Tatlı veya acı için itiraz etmeyin! Ara sıra barış ve huzur sesi geliyor, hemen senaryocu, aldatmacılar nerde tezgahı kurmaya çalışıyor. Hangi yöntem lan çıkarını sağlayacak çabalamaktadır.
Bu uzun yolculuktan yorgun ve susuz oldu biz neler yaptık, başımıza neler geçti. Mücadele başlangıcından bu yana temiz iyi bir niyeti ilen mücadeleden büyük bedeller vermiş, İnsanlarımız var. Oyla bir görünür ki bu insanin ümidin, tahminleri, projesi, hedefi, hapsi hayal ve rüya oldu diyenler var. Bir tereddüt vardır. Fakat demokrasi ve eşitlik özgürlükten bahis ediyor; ama azdadır , sözdedir. Resmiyet ten, Ana yasadan, imzalı kaşeli defterde yok! Başbakan her gün her saat ta konuşma ve ifadesi değiştiriyor; oda amalımız görüyor ona göre fitiz değiştiriyor .
Bu milletin kafası karma karışık oldu, oyla bir duruma geldik ki dön döndü, bu gön bu gün dır; bu hala geldik. Şu anda her kafa den bir ses çıkıyor, kimse kimseyi dinlemiyor. Herkes Kralın rüyası tabir ediyor. Herkes kendisini ( Hz. Yusuf ) gibi takdim ediyor maalesef bir aydınlık de görülmez, sadece gözlen görsen yağlı hedeflere hücum ediyor, çabalıyor, yarın ne olacak o düşüncede değildir. İşte bunlar sizi zulümden kurtaracağını san ediyorsun. Hayır bunlarda beklenti umut yok, fakat mücadele geri gitmesi mümkün değil, mutlaka ileri gider ama az çok beli değil. Bu ipin ucunu yakalamak şarttır.
İkinci madde bu millet zulüm ve köleliğe alışkındır. Biz doğarken ölüme kadar zulüm altında yaşamaktayız . Biz adalet görmedik hür ve özgürce yaşamadık. Tabi ki biz adaletten, demokrasiden anlamıyoruz. Biz adalet, demokrasi, eşitlik, duymuşuz fakat bu çerçeve içindeki yürümek ve yürütmek, paylaşmak, cahil çıkarcılara ağır geliyor. Size bir örnek vereyim: Devlet bir vali veya bir kaymakam görevlendirirse o kaymakam en azından üniversiteden mezun bir kişi olmalıdır . Biz ne yapıyoruz : Biz cahil ve koyun sürüsü çobanını adalet ve hukuk yerinde hakim olarak görevlendiriyoruz. Cahil insanlarda demokrasi, özgürlük ve eşitlik yokken bu insanlardan ne umut edebiliriz ki?
Bir şey açıklamak istiyorum: Nusaybin ve Midyat deki Ağa kurucu, çarçurcu, çete bir şebeke kurulmuş; fakir fukara garibanın malini gasp ediyor. Bu şebeke kendi aralarında protokol imzalanmıştir. Bizim Nusaybinde bazı insanlar vardır; kendini yurtsever Milet sever önder olarak gösteriyor ama ne yazık ki ! Bu insanlar çete protokol una tanık olmuşlar onun isim ve imzaları vardır. Kimse ne dünyadaki itibarına nede ahrete düşünmez, suçunu da kabul etmiyorlar; bunlar ham suçlu ham güçlü kimse bununla başa çıkamıyor! Hiç aran ve soran de yok sahipsiz memleket işte!
Efendim bu memlekette kimse mağlup ve mazlumu yardım etmiyor. Herkes galip ve güç sahibi yanında yer alıyor. Bu muamele davranış ve pazarlık ne vicdanı sığar ne de adalete sığar. Bilhassa toplum bunu kabul etmez. Bu kadarda olmaz bazılar bir gün devrimcisin bir gün çıkarcısın ayıptır! Yeter artık o eski ahlakı değiştirin biraz kendi vicdanide danışın insanlığa topluma düşün in vicdan azabı var, unutma in bir birimize karışı itibar ve güvence kalmadı . Êdî bese lo Kurdno.