YAZILAR Haber Girişi : 13 Şubat 2012 10:13

Artuklu Üniversitesi Rektörü Omay: Bina bulunamadığı için öğrenci alamıyoruz

Artuklu Üniversitesi Rektörü Omay: Bina bulunamadığı için öğrenci alamıyoruz
Son yüz yılı hariç tarihte ilim ve irfan yeri olarak yer alan Nusaybin, iki yıldır bir Meslek Yüksekokulu yerini temin edemedi.
Arif Altunkaynak'ın ÖZEL RÖPORTAJI
Son yüz yılı hariç tarihte ilim ve irfan yeri olarak yer alan Nusaybin, iki yıldır bir Meslek Yüksekokulu yerini temin edemedi.  Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay’ın büyük gayretleriyle Nusaybin MYO YÖK’te kabul edildi. Ancak YÜZ BİN NÜFUSLU İLÇEDE BİNA BULUNAMADIĞI için Nusaybin MYO YÖK kitapçığında yer almıyor. Hocamız Rektör Omay ile Nusaybin MYO’nun kurulma süreci hakkında kısa bir söyleşi yaptık. Bize vakit ayırdığı için değerli Hocamıza teşekkür ediyoruz.

    - ARAZİNİN TAHSİSİ DOSYASI MALİYE BAKANI ŞİMŞEK’İN ONAYINI BEKLİYOR
      Hocam Nusaybin MYO’nun kurulma süreci ne durumda?
      Üniversiteye ilk atanma günümden itibaren Nusaybin Akademisi, Nisibis Akademi ehemmiyetini, tarihi özelliğini, dünya medeniyetine olan katkısını, bölgemizdeki ilk üniversite olması, hatta dünyanın ilk üniversitesi olması, Mardin Artuklu Üniversitesini oluşturan ana yapı taşlarından biri olduğunu düşünüyorum. Bunun gereğini biz Mardin Artuklu olarak yapmaya çalıştık. Sağ olsunlar Nusaybin’de de bir dernek oluşturan Sivil Toplum Kuruluş temsilcilerinden oluşan bir ekip sahip çıktı. Onlardan da doğrusu o iletişimde çok memnunum.
    İlk yapılacak olan iş mümkünse yeni bir bina yapılıncaya kadar hali hazırda Nusaybin’de olan bir binanın üniversitemize tahsis edilerek MYO’nun faaliyete başlamasıydı. Maalesef bu mümkün olmadı. Hatırlayacaksınız birçok çalışma yaptık. Özel tek başına bir bina bulunamadı.  Bölge İlköğretimin bir-iki kısmının kullanılması yönünde bir faaliyetimiz oldu. YÖK bunu uygun görmedi.  Küçük çocuklarla birlikte üniversite öğrencilerin beraber okunmasını uygun görmedi. Bunu üzerine ayrı bir arazi arayışına arazi tahsisi bitikten sonra da hayırlısıyla binanın yapılmasına karar verdik. O yönde devam ediyoruz. Yaklaşık 10’a yakın aday arazi tespit edildi. İleriye yönelik bir perspektifle bu arazi tahsislerinin yapılmasını istedim. Bu ne demektir? Kırk dönümlük bir araziye bir okul kondurarak bu işin bitirelim istemedim. Neden? Nusaybin daha da büyüyecek. 200 binlere ulaşacak bir nüfusu olacak. Nasip olursa da ileride kendi Üniversitesini oluşturmak, kendi yerleşkesini oluşturmak hakkı olan bir şehirdir. En az 100 – 150 dönümlük arazinin tahsisiyle ileriye yönelik bir perspektifin de yerine getireceğini düşündüm. Buna yönelik çalıştıktan sonra da Nusaybin -  Midyat Karayolu’nda Midyat’a doğru giderken sol tarafında Jandarma bölgesinde olan 150 dönümlük arazinin en uygun arazi olduğu, ekibimiz, bilirkişiler, Yapı İşleri Dairemiz, Nusaybinlerle birlikte Kaymakamımız Sayın Murat Girgin ile birlikte özelikle büyük gayretiyle tahsisi yönünde faaliyet başladı. Arazi tahsisinin biraz süreci uzun sürüyor. Devlet bürokrasisi bunu mili emlakteki işlemleri Ankara’dan bitmiş. Arazinin tahsisi dosyası Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek’in önünde onayı, imzayı bekliyor tarzında bir bilgi aldım.
   
Bizim gördüğümüz kadarıyla herkes topu bir birine atıyor.  Nusaybin ilk etapta MYO çalışmasına başlamasına Ömerli’nin bile gerisinde kalmış. Hocam süreçte Nusaybin’deki Mülki erkân veya STK temsilcilerinden yeteri destek gördünüz mü?
    Bence destek var. Genel bilinç Nusaybin’de oluşmuş durumda. Ama iş birliğinde bir miktar eksiklik ve sıkıntı olduğu kanaatindeyim. Yani Nusaybin’de farklı kesimleri farklı siyasi yapıları temsil eden bir miktar iş birliği sıkıntı olduğu kanaatindeyim. Müşahedem o yönde. Bu da işleri biraz yavaşlatıyor. Bana kalırsa arazi tahsisi konusunda bina yapılmasından önce uygun bir işbirliğini çoktan faaliyetle başlayabilirdik. Çünkü biz üniversitede üzerimize düşeni yaptık. YÖK’ten resmi olarak Nusaybin MYO’nun krokisini çıkardık.
    Hocam şu anda Nusaybin MYO YÖK kitapçığında yer alsa öğrenciler nerede eğitim görecek?
     Yer olmadığı için Mardin’de eğitim görecekler, burada kalacaklar. Buna da kıyamadığım,  uygun görmediğim için öğrenci almıyorum. Kitapçığa yerleşmiyor. Yerleşe bu öğrencileri Mardin’de okutmak zorundayım.
    Yani öğrencilerin gelmesi şu anda o binaya bağlı
    Gayet tabi orada okutacağım bir mekân lazım.
    Peki, hocam binaları siz mi yapıyorsunuz yoksa halk mı yapacak?
    Merkezi kampus tamamlanana kadar üniversitenin merkezi bütçesinden ilçelerimizdeki MYO’lara herhangi bir bütçe tahsis etmem mümkün değil. Bunu zaten devlet planlama teşkilatı kabul etmiyor. Haklıdır da. İlk önce merkezin tamamlanması gerekir. Burada üniversite, öğrenci ve hoca temini, program açmayı yapabilir ama lojistik desteğini o ilçemizin sağlaması lazımdır. Binayı, tefrişatını ondan sonra da lojmanlarını bu yapıyı Nusaybin için Nusaybinlilerin yapması gerekir. Ömerli bunu yaptı. Ömerli küçük bir ilçe ama öyle bir sahiplenme ortaya çıktı ki daha ortada resmi MYO yok ama eski bir kültür merkezi inşaatı vardı. 17 yıldır devam eden Ömerli’deki bina kanaat önderleri, Kaymakam bey, Belediye, STK’lar öyle bir işbirliğine gittiler ki o kültür merkezini bitirdiler. Üniversitenin kullanabileceği tarzda tadilat yaptılar. Birkaç gün önce ekibimiz gitti ve kullanmaya uygun raporu verdi. Ortak akıl var. Birlikte hareket ediyorlar. Bu çok mühim bir şeydir. Mesela Kızıltepe daha beter durumda. Kızıltepe’de henüz arazi tahsisi bile yapılamadı. Parçalanmışlıkta, bölünmüşlükte böyle ortak bir hareket oluşmayınca iş yürümüyor.
      Hocam, Mor Yakup Okulu veya Kilisesi kimine göre Dünyanın ilk kimine göre de Hıristiyanlık tarihin ilk üniversitesi olarak kabul ediliyor.  Bu konuda sizin araştırmalarınız var mı?
    Benim yaptığım araştırmaya göre dünyanın ilk üniversitesi olduğu yönündedir. Hıristiyanlık öncesinden başlayan bir faaliyet, pagan döneminden itibaren orada bir eğitim ve şimdiki terimlerle üniversite tipi eğitim faaliyeti olduğunu biliyoruz. Nusaybin Akademisinde Hıristiyanlığın gelişiyle birlikte çok ciddi çalışmalar yapmışlar. Mor Evgin de öyledir. Nusaybin Akademisi’nin içerisinde mütalâa etmek lazımdır. Sonrasında da zaten İslam’ın gelişiyle birlikte Nusaybin Akademisi Bağdat’taki  Beyt-ul Hikme’nin temelini oluşturuyor. Daha önceki sohbetlerimizde de konuşmuştuk tercüme faaliyetinin merkezine dönüşüyor.
    Yani mevcut şu anda düşündüğünüz tercüme bölümü mü?
    Evet, bu tarihi özeliğinden dolayı onula ilişkili, onunla başlayalım düşünmüştük. Mütercim - Tercümanlık bölümünü kuralım. Bir de sınır kapımız var. Ciddi bir ticaret faaliyeti olduğu için Sınır Ticareti ve Gümrükleme üzerine bir bölüm açalım diye planlamıştık.
     Artuklu Üniversitesi mütevelli heyeti ile birlikte buradaki binaları gezmiştik. Hem Artuklu’nun hem de Nusaybin’de kurulması planlanan MYO veya ileride fakültenin Ortadoğu’daki rolü ne olur?
    Hayırlısıyla yeni Ortadoğu’da, sınırların kalktığı bir Ortadoğu’nun ilmine, irfanına, medeniyetine büyük katkısı olacak o kesin. Kürtlere, Araplara genel olarak Ortadoğu’ya hayrı olacak. Allah ömür verirse benim hayalim Mardin’de, Nusaybin’de bir filoloji yapmaktır.  Tabi Allah ömür verirse projelerimizde bu var. Kurulacak filoloji de tüm Ortadoğu’ya ışık verecektir.