BEN NİSİBİS

Ben NİSİBİS, Yukarı Mezopotamya’nın kültür ve uygarlık merkezi…
Avlumda dünyanın ilk akademisini barındırdım. Evet, yanlış duymadınız. Bir zamanlar felsefe, mantık, edebiyat, geometri, astronomi, tıp, hukuk eğitiminin verildiği ve 800 öğrencisinin olduğu dünyanın ilk üniversitesi benim avlumda. Edessa (Urfa) yoktu ben varken…
    Ben NİSİBİS, dillerin, dinlerin kardeşliğini avuçlarında birleştirdiği beyaz güllerin şehri…
Okulumda yetişen nice âlimler kendilerine kucak açan Abbasi Bağdat’ındaki ‘Beyt-ül Hikme’de (Bilgelik Evi), uygarlığın İslam coğrafyasında altın çağını yaşanmasına çok değerli katkılar oldu. Hıristiyanlığın ilk ve en büyük kongresine katılan Episkopos Mor Yakub ile bu okulda yetişmiş ve 3 milyon şiir cümlesiyle isim yapmış olan Süryanilerin büyük şairi Mor Yakup’un öğrencisi Mor Efram. Hz. İsa'dan çok önce yaşamış olan şair filozof Vifa ve II. Yüzyılın ortalarında yaşamış filozof Mor İbn Serabyon… ve bereketli topraklarımdan daha kimler yetişti.
    Ben NİSİBİS, avlularında ilim ve irfan yankılanan kadim şehir…
Dört yüzyıl önceden İslam felsefesinin temellerini oluşturan eserler okulumun duvarları arsında tahlil edildi. Yunan felsefi eserlerini Yunanca' dan Süryanice’ ye tercüme ederek, daha sonra da Arapça’ ya çevirerek İslam felsefesine ilham olan çok önemli bu kültürel sentezin ev sahibiyim ben
    Ben NİSİBİS, Hazreti Muhammed'in (S.A.V.)torunlarından Zeynel Abidin Hazretlerine ve Hz. Muhammed`in (S.A.V.) berberliğini yapan, Hz. Ömer zamanında da önemli makamlara getirilen Selmân-i Pâk Hazretlerine ev sahipliği yapmaktan gurur duyan Medinetu'l-Maarif’i (Bilgi şehri)
    Hz. İsa dan 3000 yıl önceden buyana ne uygarlıklar kuruldu topraklarımın üstünde. Önce Hurri-Mittani’ler daha sonra Aramiler, Asurlular, Medler, Babiller, Persler, Romalılar, Sasaniler, Natsuriler, Selçuklular, Artuklular, Eyyubiler ve Osmanlılar…
    Ben NİSİBİS, Ebu Hüreyre (r.a.)’dan rivayetle Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in; “Bana yeryüzü gösterildi. Orada çok hoşuma giden bir şehir gördüm, Ey! Cebrail dedim burası hangi şehirdir? O; “Nusaybin” dedi. O zaman “Yarabbi dedim, onun fethini müyesser et” hadis ile nakledilen duasına mazhar olan şehir…
    Ben NİSİBİS, dışımdan genç görünsem de içten çok yaşlı, tarih boyunca dikenler içinde bir gül oldum. Size bıraktığım miras bir tarih hazinesi… Ama yeter ki görün, açın gözlerinizi. Biraz ilgi gösterirseniz, biraz araştırma yaparsanız göreceksiniz ki dünyaya ışık tutacak, medeniyetler tarihine yeni bir sayfa ekleyecek olan Gırnavas’ın geçmişi…
    Ben NİSİBİS, Merhamet ve sevginin beşiği. Topraklarımın kuzey eteklerinden, iki farklı kaynaktan doğup, vadiden kıvrılarak gelen, biri SİYAH SU diğeri BEYAZ SU adıyla yol aldıktan sonra; birbirlerini seven iki AŞIK gibi birleşerek Çağ çağ deresi adını alıp şehrimin ortasından geçerek akar, akar, akar…
    Ben NİSİBİS, Yukarı Mezopotamya’nın kültür ve uygarlık merkezi…
Tarihimle, kültürümle, dillerin, dinlerin kardeşliği, hoşgörünün misali olan mirasımla, Tarih boyunca üslendiğim Bilimsel ve kültürel rolümle anın beni…