İbn-i Haldun’nun  Kamu Ekonomisine Bakışı (2) 

Sevgili okurlarım, bu haftaki köşe yazımı yine ibn-i Haldun’un Mukaddemesinde “Şehirlerde Fiyatların Oluşması Hakkında” ikinci bölümünü siz değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum. İbn-i Haldun;  “Eğer bir şehir geniş ve büyük, nüfusu da çok olursa gıda gibi zaruri ihtiyaçların fiyatları ucuzlar, katık olacak şeyler, meyveler ve bunlar gibi tamamlayıcı maddelerin fiyatları ise yükselir. Şayet şehrin nüfusu az olursa durum tersine döner. 

 

İbn-i Haldun’a göre şehirlerde fiyatların oluşumu, nüfus yoğunluğu ile açıklanmaktadır. Şehirlerde temel geçim maddeleri ve geçinme gereçleri yanında lüks tüketim maddelerine de ihtiyaç duyulmaktadır. 


Şehrin nüfusunun artması her türlü zorunlu lüks olan maddelere olan ihtiyacı arttıracaktır. Nüfusu az olan şehir veya küçük yerleşim yerlerinde ise bu tam tersi yaşanır. Küçük yerleşim yerlerinde ise bu durum tam tersi yaşanır. Küçük şehir ve yerleşimlerde işgücü de az olduğundan gıda üreticisi konumda olanlar gıdayı yeterince bulundurmayacaklarını düşünüp ellerinde tuttukları yiyecek maddelerini saklama yoluna gideceklerdir. Dolayısı ile küçük şehir ve yerleşimlerde de yiyecek maddelerinin fiyatları daha da yüksek olacaktır. 


Fiyatların oluşumuna etki eden diğer faktör ise devlet tarafından konan vergilerdir. Mal ve hizmetlerin fiyatlarına şehirlerde ve küçük yerleşim yerlerinde vergilerin konulması bu ürünlerin fiyatlarını bir kez daha artacak ve halk olumsuz artacaktır. 

 
İbn-i Haldun düşüncesinde fiyatların normal şartlarda devletin içerisinde olmadığı iktisadi piyasa şartlarında kendiliğinden belirlenmelidir. Ona göre piyasaya dışardan yapılacak her türlü müdahale piyasanın kendi işlerliğini bozacaktır ve hem devlet hem birey bu durumdan olumsuz etkilenecektir. 

İbn-i Haldun, emek değer yaklaşımında üretim faktörünün temelini insan gücü ve emeğinin oluşturduğunu belirtir. Klasik iktisat düşünürleri olan Adam Smith ve David Ricardo  da kendisinden yıllar sonra üretilen mal hizmetlerin değerinin onun için harcanan emeğe eşit olduğunu savunmuşlardır. İbn-i Haldun, yine kendinden asılar sonra ortaya konacak olan J.B. Say tarafından açıklanan “Say Yasası” teorilerini yıllar önce açıklamıştır. İbn-i Haldun, piyasada fiyatların arz ve talebi yansıtan unsurlarının etkileşimi sonucu ortaya çıktığını açılar. Her talep kendi arzını yaratır ve bu arz da bir talebin ortaya çıkmasını sağlar. 

 

İbn-i Haldun’un düşünceleri dünyaca ünlü filozof ve yazdığı eserlerle Fransız Devriminin etkileyicilerinden olsan Jean-Jacques Rousseau ile büyük ölçüde benzerdir. İbn-i Haldun’a göre devleti yönetenler farklı araçlarla halktan topladığı vergileri zaman kaybetmeden çeşitli yollarla yeniden piyasaya sürerek halka aktarmalıdırlar.  Rousseau da devlet tarafından halktan toplanan vergilerin halka yeniden dönmesi gerektiğini savunmuştur. Fransız Devrimi’ne giden yollardan biri de Fransız Devleti yöneticilerinin bu döngüye ket vurmalarından kaynaklanmaktadır. Rousseau bu vergisel yeniden dönüşümün veya döngünün hızlı ve iyi bir şekilde düzenlendiğinde az ya da çok vergi ödenmesinin önemi olmadan halkı her zaman refah içinde tutacağını ve iktisadi faaliyetlerin her zaman iyi bir şekilde işleyeceğini belirtmiştir. Rousseau da İbn-i Haldun gibi halk ile devleti yönetenler arasındaki mesafenin açılmasına bağlı olarak iktisadi faaliyetlerin de bir o kadar zayıflayacağını ortaya koymuştur. 

 

Sonuç olarak, dünya tarihinin ve İslam medeniyetinin en büyük fikir adamlarında biri olan İbn-i Haldun, şahsına münhasır olma özelliği ile kendinden önceki filozoflara benzememektedir ve aynı zamanda kendinden sonra gelen düşünürler de ondan çok farklı görüşler ortaya koymamışlardır. İktisat, tarih, sosyoloji, felsefe, coğrafya ve siyaset ve bir çok alanda fikirler ortaya koyan İbn-i Haldun’un iktisadi alandaki fikirlerine değindiğimiz çalışmamızda kamu maliyesine ve ekonomik hayata bakışa, iktisadi düşünce tarihi içerisinde İbn-i Haldun felsefesine değinilmiş olup biraz da değerlendirmelerimize de yer vererek ve iki haftaya sığdırılarak açıklamalar getirilmeye çalışılmıştır. Derin analiz, gözlem ve pratikte ortaya çıkan bu felsefenin yüzyıllar sonra dünyaca ünlü bu başyapıtlardan faydalanmak ilerleme yolunda bizlere epey mesafe kaydedecektir. 

 

Günün Sözü :”Dalkavuklardan sakın! Onlar arı gibidir. Ağzında bal,kuyruğunda zehir taşır.” 
KAYNAKÇA 

 

Mukaddime (ibn-i Haldun) 2 cilt Marmara Belediyeler Birliği Kültür Yayınları 

Abdulbaki AKBAL 

S.M.Mali Müşavir-B.Denetçi