GÜNDEM Haber Girişi : 01 Kasım 2016 13:58

Nusaybin KESK'ten KHK ihraçları için açıklama

Nusaybin KESK'ten KHK ihraçları için açıklama
Nusaybin KESK bileşenleri, 29 Ekim’de açıklanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen memurlar için açıklama yaptı.
Arif Altunkaynak - Nusaybinim.com
Nusaybin KESK bileşenleri, 29 Ekim’de açıklanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen memurlar için açıklama yaptı.
KESK binasında düzenlenen basın açıklaması, son KHK ile ihraç edilen Eğitim – Sen yöneticisi Salim Kaplan yaptı. 
Açıklamasında: “Haklarında açılmış adli ya da idari soruşturma dahi olmayanlar, hiçbir somut ve hukuki delil ileri sürülmeden, tamamen hükümetin siyasi tasarrufuyla işten atıldı” diyen Kaplan 10 bin 131 memurun ihraç edildiğini bildirdi.
Kaplan’ın açıklaması şöyle:
“29 Ekim'de yayınlanan 675 sayılı KHK ile kamuda 10 bin 131 kişi daha haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edildi. Milli Eğitim bünyesinden 2 bin 219, yükseköğretim alanından ise 1267 kişi daha ihraç edildi. Nusaybin’den de daha önce sürgün edilen 4 öğretmenle beraber toplamda 21 eğitim emekçisi üyemiz mesleklerinden men edilmişlerdir. Yine insanı yaşatma uğruna çoğu defa yaşamlarından olan 5’i SES üyesi olan 9 sağlık çalışanı emekçi arkadaşımızda ihraç edildi.
İhraç torbasının içerisinde yaşamı boyunca emek, demokrasi ve barış mücadelesinde en ön saha yer almış şube başkanlarımız ve üyelerimiz de yer aldı. Üniversitelerde 50/d’ye karşı yürütülen mücadelenin neferleri olan, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” diyerek barış talep eden, hükümetlerin makbul gördüğünü değil, doğruyu, gerçeği ifade eden akademisyenlerimiz ihraç edildi. Okul sıralarında öğrencilerine dürüst, demokrat, ayrımcı olmayan insanlar olmayı telkin eden, onlara onurlu gelecek bırakacağı sözünden asla geri adım atmayan öğretmenlerimiz ihraç edildi. 
AKP kararlı ve ısrarcı şekilde herkese bir mesaj vererek, “Türkiye’de hukuk yok, demokrasi yok, can güvenliği yok, barış yok, adalet yok, iş güvencesi yok!” dedi. 
Özgür basına yönelik darbe daha ileri bir boyuta taşındı. Haber ajansları, dergiler, gazeteler kapatıldı. Basın yayın özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğüne kilit vuruldu! 
676 sayılı KHK ile yandaş sendikanın önerisi hayata geçirildi. Hali hazırda zaten demokratik olmayan rektörlük seçimleri kaldırıldı, doğrudan atama sitemi getirildi. Milli irade üniversitelerde de tecelli bulmuş oldu! 
Avukatlara sınırlama, hakimlere tutuklama kolaylığı getirildi. Kamuda liyakat değil, mülakat; kadrolu değil, sözleşmeli istihdama geçildi. Devlet memurluğundan çıkarma hükümleri esnetildi, muğlaklaştırıldı. Kısaca AKP, savcı oldu, hakim oldu, rektör oldu, polis oldu! Yani devlet parti bütünleşmesi tamamlanmış oldu! 
Eğitim Sen olarak belirtmek isteriz ki, bunun adı tek kelimeyle darbedir, bunun adı faşizmdir! Herkes bilmelidir ki bizler bu sendikaları kapılarına vurulan mühürleri söküp atarak kurduk. Bugün de tüm üyelerimizle el ele vererek, birbirimize kenetlenerek yarınlarımıza vurulmak istenen mühürleri söküp atacağımızdan kimsenin şüphesi olmamalıdır! 
Bizler bu topraklarda emeğin hakları, barış ve demokrasi için mücadele etmenin zor, bedelinin ağır olduğunu ne kadar iyi biliyorsak, son sözü söyleyenlerin de mücadele edenler olduğunu o kadar iyi biliyoruz. Onursuzca yaşamayı tercih edeceğimizi sananların yüzüne bu gerçek tokat gibi çarpacaktır. Son sözü biz söyleyeceğiz!”