Bir Düşünce

 ─İlk  önce,  acilen  insanoğluna   ne  lazımdır?   bunu  öğrenmek  ve bilmek  gereklidir!    “İnsanın  yaşamak,  ihtiyaçları   çok  şeyler  var.  Ama  her  şeyden  önce,  acilen  insana  çok  önemli  olan  akıl  ve İlimdir!    İlim  ve  ilimin  değeri  ağırlığı  ne kadardır ?   Şimdi   bilimin  ve ilmin  önemi  değerini,  menfaatini,  rehberliğini  yazalım.   “Hiç  bir  şey  ilimsiz  olmaz,  ilim  her  şeye  baştır.   Karanlık  yollarda  o, en aziz  arkadaştır.   İlim  gerçek  bir  rehber,  ilim  başlara  taçtır.   İlimsiz  hayat  olmaz,  herkes  ilme  muhtaçtır.   Ondan  sadığı  yoktur,  onun  gibi  yar  olmaz .  Her  şeyde  zarar  olsa  onda  hiç  zarar  olmaz.  Malını  sen  korursun  ilimse  seni  korur.   İlimsiz  yeşil ağaç  susuz  gibi kalır.  İlim  uçsuz  bucaksız,  bir  denizi  andırır.   İlimden  başka  her  şey  insani  usandırır.  Nasıl  kıymetli  olmaz,  (ALLAH)  ilmi  övüyor,  “Resûl-û  Kibriya da,  bak  neler  buyuruyor, “Peygamber”  (S A V) Söyledi:  Ara  her  yerde  ilmi  o yer  Çin olsa  bile  ilim  öğrenmek  farzdır;  kadın ve  erkek  her  kese. 
  “İlim  sahibi  olmayan  bir  millet ,  sanat , teknik  ve  siyasete de  sahip  olamayacak.  Devlet  ve  egemenlik  sahibi  olmak  istiyorsan   ilim  ve bilime   değer  vermek  şarttır!  Cegerxwin  demiş ki :  Şûr  û  qelem  di gelhev.  Yanı  kılıç  ve  kalem  eşittir!  Fakat  bazen  değişiyor  şimdi  kalem  güçlüdür  kalem  siyaseti  yürüttür.  Hazret-i  Ali’ye  bak  ne diyor  anlasana: “Kim  bana  bir  harf  öğretirse,  köle  olurum ona. Alimler Nebilerin,  vekilleri  olurlar.  İlim  dinimizi, tarihimizi, coğrafyamızı, tüm  inancımızı  koruyor.  İlim  tüm  batıl  şeylere  şahit  oluyor;  her şeyi açığa çıkarıyor.   İlim öyle  bir  antikadır ki,  hiç  bir  zaman  değeri  düşmüyor.  İlim  merkezi  neresi?   Mezopotamya  ilim beşiği:                           

Dünyada bir Mezopotamya  vardır!  Mezopotamya,  dünyanın,  göbeğinde,  hem yer altı  hem de  yer üstü,  zenginlikleri  hesapsızdır.   Her kes  bu sofraya  saldırıyor,  yerli  halkı de  inatçı  bir millettir.  Yurdunu  toprağını  rahatça  düşmana  kaptırmıyor, düşmanda memeyi  bırakmıyor.  Kürt  Halkı de  büyük  düşmanların  pençesinde sıkışık kalmıştır.   
 
Bu  Mezopotamya’nın  tarihi  ve  kültürü,  Kürtlerin  özgeçmişlerine  bir  göz  atalım.  Kontrol  edip düşünelim,  kalemi eline  alıp  yazalım.    Bu  coğrafyada   ilim  ve bilim  merkezi  olarak  tanınmış  Mezopotamya!   Çok  kavimler   bu  bölgede  yaşamış,  çok  savaş  olmuş,  İmparator  ve  iktidar  gelip geçmişler.  Bu  milletlerden  antika  eserler,  sanat  ve  emekler,  değerli  zenginlik,   bir  kültür  yer altı,  zenginlik  kaynaklar  kaldı!   Bunların  mirasçısı  kimdir?  Bu  zenginliğin sahibi  kimdir?   Toprak  sahibi  yerlisi  kim  ve  işgalciler  kim?    bu  mirasın sahibi  kimdir?  Emek  sahibine mi  düşer,  işgalci  silah  sahibi ne  düşer, yahut  kalem  sahibine, yahut ta  harman  nöbetçisine mi kalır?                       

─Mezopotamya,   coğrafyası  ve  toprağı,  ilk  şehirleşme  kültürüne  ilime  ve  bilime   dünyaya  beşik  olmuştur!    Kürt  Milleti de  Mezopotamya  coğrafyasına  sahip, Kadimi  bir  Millettir;  zengin  bir kültüre  sahiptir.    Şimdi  bu  milletin  haline  durumuna  ve  hareketine  mücadelesine,   bakıyorum,  ne cevap  vereyim?  İyice  ve  rahatça  düşünelim  taşınalım.  Bu tarih  bu  hikaye  uzun  ve  karma  karışık!   Kürt  Milleti  bin senelerce  zulüm  ve  cefa  altında  yaşam  mücadelesi  veriyor.   Kürtler  ne  silindi,  ne asimile oldu,  ne de  başardı,  devlet  sahibi de  olamadı.  Ama  yinede  Kürt  vardır!     Hem  vardır,  hem yoktur;  İşgalciler  Kürtlerin  dilini  kültürünü  adetleri  ahlakı  tabiatı  talan etti,  yok ettiler.  Bu tahribatı  toparlamak  onarmak  kolay değildir.  Buna  mükemmel  bir  akıl,  cesur  bir  yürek  zengin bir  kaynak,  derin bir  çalışma, lazımdır.                            

  Kürt  vardır:  Ama  Kürtler  içinde  kurtlarda  vardır!   Kürtçe,   ata  sözü  iki  kelime  vardır, diyor ki:  Kürtê  ser laşa,  yanı  akbabalar  o, leş  kargası  ve  gurê  lûta.  Bu  iki  kelime de  vardır.  Kürtler  içinde  bu iki  cins  bayağı  vardır.   Bu  bir,  ikincisi  cehalet  en büyük  tehlike  cehalettir!    Yani  okumamış  cahildir,  cahillik  sadece  bu değildir.  Bazıları  üniversite  okumuş,  halada  cahilliği  vardır.  Okumak  tabi  şarttır,  ama  tecrübede  çok önemlidir;  fakat  insanin  kanında  ırka bağlı  bir  milliyetçilik  damarında  olmalı.  Kendi  ırkını,  asaletini  yurdunu,  ana dilini  bilmeyen, insanlar  ismini  kayıt  deftere  yazmaya  gerek  yok!  İlk önce  ana dilini  bilmeli,  özgeçmişini  bilmeli,  geleceğini  düşünmeli,  kendi  şahsını  ve  ailesine  değer  vermeli,  hangi  hanedan dan, hangi  ırkın unsuru, kendi  milletine   saygı  ve  sevgiyi  bilmeli.  Sıraladığım  özellikleri  şahsiyetin de  mevcut  olmadığı  zaman  Kürt  Milletin içinde  yer  almasın, yeri  olmaması  gerekir.   İtibarlı  güvenceli inancına  sahip  insanlık  tabiatına  ve  insafa  sahip,  bu milletin  içinde  el parmakları  gibi  sayabilirsin.                                                            

─Değerli  arkadaşlar  ben  çok  düşündüm,  taşındım  okudum  inceledim,  senelerce,  tabiri  tefsiri  yaptım.  Ben  elek  ettim   ıslattım kuruttum.  Geçmişte  olup bitenleri  tarttım  ölçtüm,  tüm  isyanları  inceledim  Şeyh  ve  Ağa,  bunların  hareketleri   bildiğim  kadarı ile,  kitabıma  hafızama  aldım,  kayıt  ettim.   Mir ve  tarikatçı  vardı;  Kürt  coğrafyasından  en güçlü  bunlardı.   Bunlarda  birkaç  isyanlar  yaptı  mücadele  etti  Osmanlı  İmparatoruna  zayiat da  verdi.   Ama  bunlarda  başaramadılar.  Ne için  başarı elde  edemediler?   Bu olayları  çok düşündüm  bu tarihleri  çok okudum  tekraren,  düşüne  düşünerek  bunun  nedeni  nedir ?    Bu  nedeni  ve nedenleri  yüzde  doksan  ilime ve  bilime  değer  vermediler.   Bir kişi  medresede  ilim  okuyor  diğeri  iki bin  kişi  cahildir!   Bir örnek  vereyim  bir  yazar  demiş ki:  Senin  bilgisi  karşı  tarafın  anladığı  kadardır.  Bir  kişi  okumuş  bin kişi  cahil,  ne okumuş  nede  tecrübesi var.  O, okumuş  kişide  o cahiller  içinde   cahilleşir!    Ne için?  Kimse  ne dinler,  nede  anlar.  O  aydın  yazar  bu yarı  delilerin  içinde  deli  olacak.

─Bu  günde  benzeri bir  şekilde  devam  ediyor.  Milletimiz  memur  olmak için,  bayağı  okudular,   memurda  oldular.  Ama  ne yazık ki,   maalesef   yeteri  kadar  siyasete   sahip  olamadılar.  Birbirlerine  tahammül  edemiyorlar.   Değerli  arkadaşlar;    bir birimize  tahammül etmesek  birliğimiz  olmaz.   Kürt  kimliğine,  Kürt  diline,  kültürüne,  coğrafyasına,  sahip  çıkmak,  değer  vermek şarttır.   Kendi  anadilini  bilmeyen  veya  bir  kaç  kelime  konuşup,  Kürtçesi  bitti,  konuşamadığı,  yabancı  bir  dille  konuşması  tamamladı;   hem de  yabancı  dille  gurur  duyuyor.  Bu bir  utanma bir  ayıptır!   Kendi  anadiline  kültürüne   sahip  olmadan,  başka  Ulusun  diline  kültürüne  değer  vermek  sahip  olmak,  demek ki,  o insanlar  kendine  hür ve  azat  olarak  yaşamak  için kendine  güvenmiyor.  Kendi kendini  aşağılıyor!    Kendini   ana ve babası  aşiretini, ecdadını  ulusunu  aşağılayan  insanlar  içimizde  varken,  nasıl  birlik  olacak?   İkincisi  hatta  içimizde  hırsız  varsa  ne huzur  var,  ne özgürlük  var.

  Şimdiye  kadar  Kürt Halkı  öldürme  işkence,  zindanlar,  sürgün,  talan etme,  göç ettirmek, asimile etmek,   düşman  bunların hepsini  Kürt  Milletinin  üzerinde  denedi!  Ama  Kürtleri  bitiremedi.   Yirmi birinci  yüz yılına  kadar  dayandı;  Fakat  bu  günden  itibaren  büyük bir  tehlike  vardır!   Bu  tehlike  nedir?   Yirminci  yüzyıla kadar  Kürt  bölgesinde  köy  okulu  yoktu  eyer  bazı  köylerde  vardı da  bayanlar  okumuyordu.  Kendi  çocukları ile  Türkçe  konuşmuyordu  ve  Türkçe  bilmiyordu.  Tabi  çocuk da  asimile  olmuyordu.    Anadilin  anlamı  nedir?  Analar  bilmeli;  ilk  dünyaya  gelen  çocuk  anası  hangi  dil ile  çocukla  konuşsa,  o çocuk  o dil, ırkın unsuru  kalır!  Ama  şimdi    köylerde  Türkçe  okul  açıldı,   birde  millet  şehirlere indiler,  yüzde  doksan  okuyor.  Okumak  şarttır  ilim  mübarektir.  Fakat  ne  yazık ki  bizim  bayanlar  yani  jın  kendi  çocuklarını,  asimile  ediyor!   En büyük  tehlike  budur!  Şimdi  analar  yanı  jın  kendi  çocukları  asimile  edip   ucuz  pazarlıkta  satıyor  yazık olur! 

  Çocuğun  anadilinden,  örf  ve  adetin den,  asaletinden  uzaklaştırdığı   zaman  bu  satılmış  oldu,  bir  itirazımı  var?   O, çocuk  gitti,  belki de  bir  gün  Kürt  halkına  karşıda  durur !   Kürt  Millettin den  nefret  eder.  Bunun  sebebi  ve  sorumlu  günahkarı  kimdir?  O ana dır  jındır, bayandır.   Bayan  sürekli  zafer  işareti  iki  parmak  kaldırıyor,  her bıji  Kurdistan  diyor,  ama  bu  kelimede  canı  gönülden  değildir  gırtlaktan  yukarı dır.  Eyer  bu bıji  kelimesini  seviyorlar  kendi  çocuklarına  Türkçe  değil  önce  Kürtçe  öğretsin.