Elektrik Sorunu ve Ekonomi Penceresinden Bir Bakış!

Son zamanlarda bölgenin en önemli sorunu haline gelen elektrik enerjisi bir numaralı sorun haline gelmiştir.  Bölgemizin yaz mevsiminin aşırı sıcak olması ve yer yer sıcaklığın 50 santigrat dereceyi bulması vatandaş acısından yaşam dayanılmaz bir hal almıştır. Cehennem sıcakların yaşandığı bu bölgede ve enerjide meydana gelen dalgalanmalardan dolayı voltajın kimi zaman çok düşük seviyelere indiği ve kimi zaman da aşırı yükselmesinden dolayı bütün elektrikli cihazların bir kısmının yanmasına ve yanmayan cihazlarında devre dışı kaldığı görülmektedir.

 Geçen yıllarda birkaç saate bir meydana gelen elektrik dalgalanmaları bu yıl 5- 10 dakikaya inmiş ve bu iniş ve yükselmeler gün boyunca sürüp gitmektedir.

Çağımız günlük yaşamın ve iş hayatımızın vazgeçilmez unsuru, uygarlık ve gelişmişlik göstergesi olan elektrik enerjisi hayatımızın her alanında kullanılmaktadır. Elektrik enerjisinin bu voltaj dalgalanması iki-üç aydan beri bölgemizde devam etmektedir. Elektrikli ev aletleri gerekli enerjiyi almadıklarından dolayı ya yanmıştır ya da verimli bir şekilde çalışmamaktadır. Bölgesel olarak bu sorun göz önünde bulundurduğumuzda yanan cihazların maliyetlerin nasıl büyük boyutlara ulaştığı kolaylıkla fark edilmektedir. Bu da bizim hem mali kaybımız hem de milli servet kaybımızdır. Çünkü şunu rahatlıkla ifade edebiliriz. Bir halkın zengin olması o devletin zengin olmasını ifade eder. Diğer bir anlatımla eğer halk fakir ise devlette fakir demektir. Eğer bugün benim televizyonum, buzdolabım, çamaşır makinem vs. elektrikli ev aletlerim yanıyorsa aile bütçemi sarsabilir ama diğer taraftan milli ekonomiye zarar vermektedir. Bölgesel olarak yanan elektrikli cihazların maliyetlerini bir hesap edin ve diğer taraftan sanayi kuruluşlarımızın elektrik sıkıntısından dolayı verimli bir şeklide çalışmadıklarını ve atıl durumda kaldıklarını bir düşünün ne kadar kayıp söz konusudur bir hayal edin. Eğer enerjiden dolayı bu olumsuz şartlar oluşmasaydı ve yanan cihazlara giden, verimli bir şekilde çalışmayan sanayi kuruluşlarımızın maddi kayıplarını bir başka şekilde kullanılmasına imkan sağlansaydı yine bu paraların büyük bir kısmı dolaylı ve dolaysız bir şekilde devletin kasasına  KDV veya vergi olarak para akışı olacaktı. Diğer taraftan bölgemizde küçük ve orta ölçekli sanayimizin enerjiden kaynaklanan sorunun devam etmesi nedeniyle bir kısmı kapanmak zorunda kaldı bir kısmı da büyük maddi zararları göğüslemek zorunda kaldı. İşsizliğin kol gezdiği bu bölgemizde ve fakirlerin umut teknesi olan bu sanayi kuruluşları kapanınca istihdam açısından olumsuz bir şeklide nasıl etki ettiğini kolaylıkla fark edebiliyoruz.

Gelişmekte olan bizim gibi ülkelerde elektrik talebi ile ekonomik büyüme arasındaki güçlü ilişki, gelişmiş ülkelerde daha zayıftır. Gelişmekte olan ülkelerde elektrik kullanımı uluslar arası standartların oldukça gerisinde kalmakla birlikte bu ülkelerdeki sanayileşme çabaları, gelirin artması ve elektrikli ev aletlerinin kullanımının yaygınlaşması ile elektriğe olan talep artmıştır.

Elektrik enerjisi ile Gayri Safi Milli Hâsıla arasındaki ilişki, genel enerji ile Gayri Safi Milli Hasıla arasındaki ilişkiden daha güçlüdür. Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler sanayileşme oranları geliştikçe daha fazla enerji tüketeceklerdir. Çünkü enerji kullanımında etkin teknolojik donanımın ve hizmet sektörünün gelişmemesi çıktı başına enerji kullanımını artırmaktadır. Elektrik enerjisini, ekonominin ve sosyal yaşamin vazgeçilmez bir unsuru konumuna getirmiştir. Kullanım kolaylığı, rahatlığı ve kalitesi elektrik enerjisini diğer enerji türlerine kıyasla ön plana çıkarmaktadır. Elektrik enerjisi diğer enerji türlerinden farklı olarak tüketilmeden üretilmeyen bir enerjidir. Başka bir ifade ile elektriğin üretimi ile tüketimi birlikte gerçekleşir. Elektrik normal olarak ticari bir mal değildir. İkame edilmesi güç bir özelliğe sahip olan elektriğin çok yüksek maliyetli olması ve fiziki olarak çok büyük mekânlar gerektirmesi nedeniyle stoklama olanağı bulunmamaktadır. Elektrik enerjisinin bir diğer özelliği de üretimin kesintisiz devam etmesinin zorunlu oluşudur. Bunu için üretimde daima belirli bir yedek kapasitesinin devam etmesinin zorunlu oluşudur.

Elektrik olmasa her şey çok farklı olurdu. Belki de insanoğlunun en büyük icadı bu olmuştur. Son yüzyıldaki olağanüstü gelişmelerin temel etkeni elektriktir.

İletişim, haberleşme, ulaşım, sağlık, eğitim; neredeyse bütün alanlara kadar uzanan bir yelpazede etkili olduğunu söyleyebiliriz. Hastanelerde yatan insanlar  eğer cihaza bağlı  iseler elektrik olmadığı için cihaz çalışmayacak ve insanlar öleceklerdi. Bilim elektriğe çok şey borçludur. Elektriğin belki de en büyük getirisi, boşa giden, verimsiz geçen akşam saatlerini ve geceleri de insanın bir şeyler üretebileceği şekle getirmiş olmasıdır.  Yapay güneşlerimiz var. Artık her yerde ve geceler de gündüzler kadar anlamlı.

SONUÇ:
Yukarıda izahına çalıştığım elektrik sorununa çözümü aşamasında kurum yetkililerine şu çağrıda bulunmak istiyorum. Son zamanlarda dalgalanma şeklinde voltaj düşüp kalkmasına neden olan sorunun nerden kaynaklı olduğunu ve çözümü hususunda ne gibi teşebbüslerin yapıldığını kamuoyunu bilgilendirilmesini talep ediyorum.

Bir diğer çağrımda biz tüketicileredir:

Elektrik medeniyetin can damarıdır. Uygarlığın gelişimine ivme kazandıran elektrik enerjisini verimli kullanalım. Elektriğin üretimi için kullanılan kaynaklarımızı boşa harcamayalım.

Ekonomide üretimin ana unsuru olan ve hayat kalitemizi iyileştiren enerjinin kullanımından vazgeçmeyeceğimize göre enerjiyi verimli kullanmalıyız.

Daha iyi bir hayat, daha çok enerji ile değil, daha az fakat verimli kullanılan enerjiyle mümkündür.

Basit kişisel önlemlerle önemli bir miktarda enerji tasarrufu yapılabileceği ve dünyadaki enerji kaynaklarının her geçen gün azalırken insan sayısının arttığı unutulmamalıdır.

Günün Sözü: Hata değil, çare bulun (Henry ford)

Abdulbaki AKBAL
S.M.MALİ MÜŞAVİR
[email protected]