Emeklilikte Yaşa Takılanların umudu bir başka bahara kaldı

Emeklilikte Yaşa Takılanlar bu ara gündemin konusu. 8 Eylül 1999 tarihinde kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanan 4447 sayılı yasa, halk dilinde Kademeli Emeklilik ismiyle bilinen yasanın  ülkemizde yayınlandığı günden itibaren geriye doğru işleyen ilk yasa olması sebebiyle mağdur edilen kişilerdir. Her ne kadar zamanında Anayasa Mahkemesi bu kanun ile ilgili iptal kararı alsa da belli bir kesimi etkilemeden uygulanması için düzenleme yapılarak 23.05.2002 tarihinde yeniden yayınlanmıştır.

1999 yılında bu güne kadar kanundan etkilenen 6,3  milyon kişiydi. Geçtiğimiz 19 yıl içinde şartları tamamlanıp emekli olanlar oldu. Yılda ortalama 130 bin kişinin emekli olduğunu varsayarsak, bugün en az 4 milyon kişi hala bu yasanın mağduru.

4447 sayılı yasa ve halk arasında kademeli emeklilik olarak bilinen bu yasa çarpıklarla doludur. Yasanın  getirdiği  mağduriyetler şöyle sıralanabilir;

8 Eylül 1999 öncesi sigortalı olmuş kadınlar 18 yaşından sonra 20 yıl, 5 bin gün; erkekler ise 25 yıl 5 bin gün prim ödeme gününü tamamlamaları halinde yaş şartı olmaksızın emekli olunabiliyordu ve emekli aylığı alabileceklerdi. Bu hesaplara göre de 18 yaşında çalışmaya başlamış kadın sigortalı da yaklaşık 14 yıl prim ödeyip, yani 43 yaşında emekliliğe hak kazanabilecekti.

.Örneğin;  1999 yılında 18 yaşında işe başlayan Hüseyin  Bey 2041 yılında emekli olacakken, aynı tarihte 35 yaşında işe giren Osman Bey 2024 yılında emekli olabilecek. Yani Hüseyin  Bey 42 yıl,  Osman Bey ise 25 yıl çalışarak emekli olacak ve üstelik 42 yıl çalışarak emekli olacak Hüseyin Bey 25 yıl çalışarak emekli olacak Osman Bey’ den daha az emekli maaşı alacak.

Diğer bir çarpıkla emekli maaşlarında  2000 yılında ve 2008 yılında değiştirilen aylık bağlama oranı üç kademeye göre değerlendiriliyor 2008 yılından sonra oranının düşürülmesi sonucu, her çalışanın bağlanacak emekli maaşı, çalıştığı süre içinde SGK’ye bildirilen ücreti, 3 asgari ücretten (2.029,50x3) 6.088,5 TL’den az ise her ay için 3 TL maaşından düşmektedir.

Özel sektörde işverenler yaşlarından dolayı çalışanları kapının önüne koyuyor. Yaşından dolayı yüksek performans gösteremeyen işçiden, genç dinamik eleman daha iyidir sonuçta. Devlet ısrarla genç olduğumuzu iddia etse de özel sektör de tercih edilmeyen işgücü konumuna düşüyoruz.

1 Ekimde Meclisin açılması ile birlikte partiler de Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT), bununla harekete geçti ve birer birer kanun teklifini vermeye başladılar. Bu konuda CHP, İyi Parti, HDP ve MHP’nin teklifi bulunuyor. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti Grup toplantısında yaptığı konuşmayla Emeklilikte Yaşa Takılanlar konusunda son noktayı koydu. Bu konunun meclis gündeminde olmadığını açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan,” açıklamasında dünyanın hiçbir yerinde 38 yaşında emeklilik diye bir uygulama olmadığını, 20 yıl çalışıp 38 yaşında emekli olacak bir kişinin 40 yıl çalışmadan devletten maaş ve sağlık sigortası hizmeti alacağına dikkat çekerek, “Böyle şey olur mu? Ortalama insan ömrünün 60 yaşı bulmadığı dönemlerde 40’lı yaşlarda emekli olmanın belki bir izahı vardı. Bugün ülkemizde ortalama insan ömrü 78’i geride bıraktı. Bırakınız 38’i  48 yaşında emekli olan bir kişi dahi yaklaşık 30 yıl sistemde kalacak demektir.” Dedi.

Bilindiği gibi 8 Eylül 1999 tarihinden önce sigortalı çalışanların emekli olabilmesi yaş şartı aranmıyordu. Bu tarihten önce kadınlar için 20 yıllık sigortalılık süresi ve 5 bin prim ödenmiş olması; erkekler için de 25 yıllık sigortalılık süresi ve 5 bin gün prim ödenmiş olması emeklilik için yeterliydi. Böylece erken emekli olunabiliyordu. Ancak 1999  yılında yapılan yasal düzenleme ile emeklilik konusunda değişikliğe gidildi ve emeklilik yaşı kademeli olarak kadınlarda  58’e, erkeklerde de 60’a çıkarıldı. İşte bu durum emeklilikte yaşa takılanlar diye bir kitle ortaya çıkardı. Tabii  başlarda bu durumda ekilenlerin sayısı çoğaldı, zamanla prim gün sayısını doldurup ta emekli olmayanların sayısı artınca böylece de kamuoyunun gündemine oturmuş  oluyor.

Günün Sözü :"Yalan söyleyenler, doğru söyleyenlere inanmazlar." (Konfüçyüs)

Abdulbaki AKBAL
Denetçi-S.M. Mali Müşavir
[email protected]