YAZILARHaber Girişi : 12 Mayıs 2016 06:39

Sen mi bizi yalnız bıraktın, biz mi vefasız çıktık...

Sen mi bizi yalnız bıraktın, biz mi vefasız çıktık...
Fotoğrafta görülen sen, paramparça olan yürek bizim, ufalanan ümitler, jiletlenen hayaller...
Fotoğrafta görülen sen, paramparça olan yürek bizim, ufalanan ümitler, jiletlenen hayaller...
Adaletin şerefini savunmayı unuttuk, itiraf edelim işte... itiraf edelim kentimizi gurbete gömdük... Ve sonra cenaze namazını kılmadan sebepsiz gömdük, bir hayvanı vuran barbar avcı gibi sanki...
Aslında ölümün de bir anlamı var, ama artık kız çocuklarının hayalleri yok, kılıcın bile kını var ama nusaybinlinin kalbi kanamalı... 
Aşk! biliyorum ki gönlümde artık eskisi gibi tanımlanmayacaksın...
Bilen bilir ne hayallerimiz vardı hatıralarımızın kırsalında...
Nusaybin sözde kaldın sen sözde...
Sana zaman kadar ağlamak istiyorum zaman kadar işte, ama geriye doğru...
Artık sazların ve tellerinin ne anlamı var, artık hiçbir anlamı yok kadim kentlerin, çünkü nusaybinin etini pişirdik, biz pişirdik...
Artık ey dünya, gurur duy gözlerden akıttığın yaşlarla, gurur duy ey dünya...
Ve kötüsü de ne biliyor musun ey dünyalı, en kötüsü de ne bilemezsin ne kadar da zordur, zalimin suratına zulmünü haykıramamak...
Nusaybin, Cizre, Sur, acılarımız eşitlendi şimdi ve kubbe dikeceğim size kubbe, acı kubbesi, ve zulmün tümcesiyle süsleyeceğim, zalimin zulmünün cümlesiyle...
Yine de beyhude yine de beyhude, gayretin artık hiçbir mahremiyeti yok...
Analar, analar, hep sizedir aslında hüznümün kırık testiden dökülmesi...
Ve çocuklar ve masumlar ve yaşlılar ve yaslılar ve yüreği ayazlılar...
Kalbim... Nusaybinim...
harflerle ilgilenmeseydim keşke, taş kıran bir usta, hayır hayır taş kıran bir çırak olaydım keşke... (Nurettin Şimşek)