Hangisi Doğru ve rakamların dili ?

Öncelikle ‘siyaset ne için yapılır’a bakmak gerekir. Siyaset, insanı düşünerek, insanların mutluluğu, huzuru, refahı, güvenliği, gelecek günleri için yapılır.
·           Türkiye, Satınalma Gücü Paritesine (SGP) göre Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) verileri ile ele alındığında Dünyanın 16. Büyük ekonomisi olarak kendine yer bulmaktadır deniliyor. ( El hak doğrudur)
·           Kişi başı milli geliri 3 kat arttırarak 2010 yılında 10 Bin dolara çıkardık deniliyor.  Madem ekonomi büyümüş (ki rakamlar öyle diyor), kişi başı milli gelir artmış; o halde Türkiye’nin insani gelişme düzeyi 2002’de 177 ülke arsında 88. Sırada iken 2010’da 169 ülke arasında 83. sıraya neden düşmüştür? 2002’de işsizlik rakamları %10,2 iken 2010’da %14,5’e neden çıkmıştır? Ekonomi büyüyünce, sosyal güvenliğin iyileşmesi, gelir dağılımındaki bozukluklar ve dengesizlikler düzeleceği gibi toplumun yaşam kalitesinin de artması gerekmiyor mu?
·           Enflasyon düşmüştür. Rakamlara göre 2002’de %29,7 iken 2010’da %6,4’e düşmüş deniliyor. O zaman 2002’de ev Tüpü 17,30 Lira idi 2010’da 59,50 lira’ya nasıl ulaştı? Benzinin litresi 2002’de 1,48 Liradan 2010’da 3,68 liraya nasıl çıktı? Ekmek 2002’de 25 kuruş iken 2010’da 60 kuruş’a nasıl geldi?
·             İhracatı 2002’de 36 Milyar dolar iken tam 4 kat arttırdık ve 2010’da 114 Milyar dolara yükselttik deniliyor.  Peki, 2002’de 51 milyar dolardan 2010’da 185 milyar dolara çıkardığınız ithalat rakamından neden bahsetmiyorsunuz? Hangisini daha çok arttırmış? İhracatın ithalatı karşılama oranı 2002’de %70 iken 2010’da neden %61’e düşmüştür?
·             Ekonomide çarklar durmadan çalıştı, borçlar düştü diyorlar.  Kişi başına düşen borç miktarı 2002’de 3.470 Dolar iken, 2010’da 7.143 Dolara nasıl yükselmiştir? İç – dış borç toplamı 2002’de 221,2 Milyar Dolardan 2010’da 510,5 Milyar dolara nasıl çıkmıştır? Dış ticaret açığı 2002’de 15,5 Milyar dolar iken nasıl olmuşta 2010’da 71,6 Milyar dolara yükselmiştir? Sanayide kullanılan elektriğin kilovat saati (KWH) 2002’de 11,34 lira iken, 2010’da 17,71’e nasıl çıkmıştır? İç borç 2002’de 149 Milyar lira iken 2010’de 352,8 Milyar lira’ya nasıl ulaşmıştır? Dış borç 2002’de 130,1 Milyar dolar iken, 2010’da nasıl 282,3 milyar dolar olmuştur? 2002’de Mazotun litresi 1,22 lira iken 2010’da 3,05 lira’ya nasıl yükselmiştir?
Rakamlara Bakalım, Türkiye nereden nereye gelmiş?
 Türkiye’de hane gelirlerine bakıldığında nüfusun ilk %20’lik kesimi ile son dilimdeki %20’lik kesimi arasındaki gelir farkı ne kadardır?
Türkiye’de açlık sınırı rakamları ile diğer AB Ülkelerindeki rakamlar kıyasladı mı? Türkiye’deki brüt asgari ücret açlık sınırının altında mıdır, değil midir? AB ülkelerinde durum nedir?
Milli Gelirdeki dağılım; ülkenin her tarafındaki vatandaşlar arsındaki dağılımı eşit midir? Birine Bin pul iken diğerine bir pul dahi düşmüyor olabilir mi? AB ile kıyaslandığında durum nasıl, sıralamada ilk 20’de var mıyız, sıramız nerede?
Türkiye’deki yaşam standardı sıralamasında dünya ülkeleri ile sıralamada hangi konumdayız? Ekonomideki büyüme yaşam standartlarına ne kadar yansımaktadır? Yaşam standardı, dünya sıralamasında kaçıncı sıralardadır?
Verilere göre Türkiye’de 18 yaşındaki gençlerin %20’sinin okuma yazma bilmediğinden bahsedilmektedir. Bu yaşlardaki gençlerin okuma yaşları döneminde mevcut hükümet iktidar değil miydi? AB ülkelerindeki aynı yaş grubunun okuryazar oranları ile örtüşüyor muyuz?
Türkiye Kadın erkek eşitliğinde 136 ülke içinde 127. Sırada yer almaktadır. Ekonomideki büyüme, kişi başı düşen gelirlerdeki artışlarla çelişmiyor mu?
Üreticinin ürettiği, narenciye, karpuz, süt gibi ürünler 2002’den bu yana nerdeyse fiyatlarını hiç değiştirmeden satılmaya devam ediyor. (enflasyon yokta ondan demeyin. Bekleyin bi bakalım.) çiftçinin kullandığı (gübre, tohum, yem, mazot, ilaç, işçilik gibi) girdilerde 8,5 yıllık fiyat farkları ortada iken bunun izahı nasıl yapılabilir? AB Ülkelerindeki çiftçinin durumu Türkiye ile kıyaslandığında sıralamadaki yeri ekonomik verilerin tam tersi bir durum mu sergilemektedir?
 
Kaynak :muhasebenet.net
 
GÜNÜN SÖZÜ:
Politikacıya soru sorma ki, sana yalan söylemesin.
                                           Dashiell HAMMET