İşçi - işveren arasında "arabuluculuk" dönemi başlıyor

Değerli okurlar, mecliste kabul edilen İş Mahkemeleri Kanunu’yla çalışma hayatında köklü bir değişim yaşanacak. İşçi ve işveren arasındaki anlaşmazlıklara ilişkin arabuluculuk sistemini getiren düzenlemenin de bulunduğu İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.
 
Değişiklik yapılmadan önce yani diğer bir ifade ile kıdem, ihbar, kötü niyet tazminatında zamanaşımı 10 yıldı. İşçiler işverenlere doğrudan alacak ya da işe iade davası açabiliyordu. İşe iade davasında işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti aylık ücret üzerinden belirleniyordu.
 
Yeni yapılan değişiklikle beraber mecliste kabul edilen İş Mahkemeleri Kanunu’yla beraber kıdem, ihbar kötü niyet  gibi tazminatlarda zamanaşımı 5 yıla indi. Bundan böyle işçiler işverenlere doğrudan alacak ya da işe iade davası açamayacak. Bu tür alacaklar için önce arabulucuya başvurmak zorundalar. İşverenler işçi aleyhinde dava açmak istediklerinde  ilk önce arabulucuya başvurmak zorundalar.
 
İş Mahkemelerin yargı çevresi, Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenecek.

İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde iş mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilecek. Bu daireler numaralandırılacak. Hakimler Savcılar Kurulu (HSK) ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımını gerçekleştirecek.

İş mahkemesi kurulmayan yerlerde, bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye hukuk mahkemesi bakacak.

 
Kanunla, "dava şartı olarak arabuluculuk" kurumu ilk kez hukuka giriyor ve düzenlemede yer alan uyuşmazlıklarda dava açmadan önce arabulucuya başvurulması zorunlu kılınıyor.
Kanuna veya bireysel ya da toplu iş sözleşmesine dayanan işçi, işveren alacağı, tazminatı ve işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulması dava şartı olarak aranacak. Arabulucuya başvurma zorunluluğu için alacak veya tazminat talebinin iş ilişkisinden kaynaklanması gerekecek.
İşçi kıdem, ihbar gibi tazminat ve fazla mesai, yıllık izin gibi ücret; işveren de alacak ve tazminat kalemleri için dava açmadan önce arabulucuya başvuracak.
İşçi veya işverenin iş ilişkisi kapsamında birbirlerine hakaret etmekten kaynaklanan ya da işçinin iş yerindeki işverene ait mal ve malzemelere zarar vermesinden doğan tazminat talepleri de dava açılmadan önce arabulucuya götürülecek.
 
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine ekleyecek. Bu zorunluluğa uyulmazsa mahkeme davacıya son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulmasını, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderecek. İhtarın gereği yerine getirilmezse dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilecek.
Arabulucuya başvurulmadan dava açılırsa herhangi bir işlem yapılmaksızın dava, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilecek.
 
 
ARABULUCU KİMDİR?
TC. Vatandaşı, hukuk eğitimi almış, mesleğinde en az 5 yıllık kıdeme sahip olan; arabuluculuk eğitimini tamamlayarak Bakanlıkça yapılan yazılı ve uygulamalı sınavda başarılı Arabuluculuk Daire Başkanlığı siciline kayıtlı olan tarafsız bağımsız kişidir.
 
 ARABULUCU NASIL SEÇİLİR ?
 Arabulucular Adalet Baakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığındaki listeden seçilebileceği gibi alanında uzmanlaşmış arabulucular “Arabuluculuk Dernekleri’”nden veya yeni kurulmaya başlanan özel arabuluculuk merkezlerinden de seçilebilir.
 
İş mahkemelerinde zorunlu arabuluculuk sistemi yürürlüğe girdiğinde, her adliye merkezinde “Arabuluculuk Büroları” kurulacak ve buradan otomatik olarak arabuluculuk ataması yapılacaktır.
 
 ARABULUCUĞA BAŞVURU HAK KAYBI OLUŞUR MU ?
Arabuluculuğa başvuranların dava hakkı yok olmaz. Arabuluculuk süreci dava açılmadan önce başlamışsa, kanuni süreler tarafların ilk bir araya geldikleri ve bunun tutanakla belgelendirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Davanın açılmasından sonra arabulucuya başvuru halinde ise süreç, tarafların bu konudaki rızalarını tutanağa geçirdikleri tarihte başlar. Taraflar sürece avukatları ile katılabilirler.
 
 ARABULUCULUK SÜRECİNDE VARDIĞI ANLAŞMA BAĞLAYICI MIDIR ?
Taraflar, bir anlaşmaya vardıkları takdirde dilerlerse bu anlaşma tutanağını görevli mahkemeye götürerek “icra edilebilirlik şerhi” aldıkları takdirde arabulucu tarafından tutulan bu tutanak ilam hükmünde belge sayılmaktadır. Bu icra edilebilirlik şerhi yargılama gerektirmeyen içerek denetimi yapılmayan sadece arabuluculuğa uygun kağsamda bir anlaşma yapılıp yapılmadığını denetleyen çok kısa ve pratik işleyen son işlem adımıdır.
 
BU SÜREÇ PARASAL ANLAMDA PAHALI MIDIR ? ÖDEME USULLERİ NASILDIR ?
 
Süreç yargı faaliyetine oranla oldukça ekonomiktir. Yargı harcı, bilikişi ve tanık ücreti tebliğat giderleri  vb. her türlü masrafın yer almadığı dostane bir süreçtir. Taraflar arabuluculuk ücretini aksi kararlaştırılmamışsa elit olarak öderler. Arabuluculuk ücretlerine nazaran daha ekonomik düzeydedir. 
 
 
Günün Sözü :”Eğer birileri oturduğu koltuktan kalkmakta sıkıntı yaşıyorsa, kesinlikle altını kirletmiştir.” (Hint Atasözü)

Abdulbaki AKBAL
Mali Müşavir-Bağımsız Denetçi
[email protected]