Ramazan ayı hoş geldi

       Ramazan ayı hoş geldi…       
      Yazıma Kuran-ı Kerim’de Bakara süresi 185’inci ayetle başlamak istiyorum. Ramazan ayının önemi biz insanlara Allah tarafından bu ayetle bildirilmiştir;“Ramazan ayı ki, insanlar için hidayete erdirici (hidayete erme, Allah'a ulaşma vesilesi) ve beyyineler (açık deliller ve ispat vasıtaları) ve Furkan (hakkı bâtıldan ayırıcı) olarak Kur'ân, Hüda tarafından onda (o ayın içinde) indirildi. Artık içinizden kim bu aya (yetişir de ramazan ayını görüp) şahit olursa o zaman onu, oruç tutarak geçirsin. Ve kim, hasta veya yolculukta olursa, o takdirde (tutamadığı günlerin sayısı) diğer günlerde (oruç tutarak) tamamlanır. Allah sizin için kolaylık diler, zorluk dilemez. (Size bu kolaylık) sayıyı tamamlamanız ve sizi hidayet erdirdiği şeye karşılık (sizin de) Allah'ı tekbir etmeniz (yüceltmeniz) içindir. Umulur ki böylece siz (bütün bu kolaylıklara) şükredersiniz.”  Ve 1222. Ebu Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:"Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır."
       Yâ eyyuhellezîne âmenû kutibe aleykumus sıyâmu kemâ kutibe alellezîne min kablikum leallekum tettekûn(tettekûne).
“Ey âmenû olanlar! Oruç, sizden öncekilerin üzerine yazıldığı (farz kılındığı) gibi sizin üzerinize de yazıldı (farz kılındı). Umulur ki böylece siz takva sahibi olursunuz.”Buradan da anlaşılacağı gibi oruç tutmak biz insanlara farz kılınmıştır.
Allah'ın bize olan nimetleri sayamayacağım kadar ve bilmediğim kadar çoktur. Oruç tutmak dinimizde çok önemli bir ibadettir. Ve Allah’ın biz insanlara verdiği büyük bir nimettir. Oruç ibadetinin biz insanlara bireysel ve toplumsal bilmediğimiz birçok yararları vardır.
     Oruç tutan biri yeme içme gibi isteklerinden ve alışkanlıklarından uzak durur. Böylelikle irademiz güçlenir, disiplinli bir hayat yaşamayı öğreniriz, davranış ve arzularımızı kontrol altına almayı öğreniriz. Hayatımızda geçmişte ve geleceğimizde birçok zorlukla karşılaşırız. Ve her sıkıştığımızda ya sabretmeden pes ederiz ya da sinirlerimize hakim olmayı başaramıyoruz. Oruç bazı isteklerimize karşı sabırlı olmamızı alıştırarak öğrettiğinden dolayı yaşamımız boyunca karşımıza çıkan zorluklara karşı da sabretmemizi öğretir. Peygamber efendimiz “oruç sabrın yarısıdır” buyurarak dile getirmiştir.    Ramazan ayı geldiğinde biz insanlarda farklı bir coşku, bir canlılık oluşur. Ramazan ayında aile fertleri birlikte sahura kalkar, birlikte iftar ederler. Bizim yaşadığımız bölgede bir gelenek haline gelmiş ve benim en çok sevdiğim; Ramazan da komşuların birbirlerine yemek götürmesidir. Komşular birbirlerini iftar yemeğine davet ederler, böylelikle komşularla ilişkiler güzelleşir. Yaşadığımız zamanı teknoloji zamanı olduğundan insanlar birbirlerine gittiklerinde TV’nin önünde oturup tek kelime etmeden TV izlerler. Eski şéwbuherx (ler) nerde, o güzel söyleyişler, hikâyeler, biz gençlerin mahrum kaldığı o güzel sohbetlerin yok oluşundan dolayı Ramazan ayı da olmazsa biz insanların hali ne olurdu diye düşünmeden edemiyorum. Biz insanlar Ramazan aylarında topluca teravih namazı kılarız, dini ve ahlaki sohbetler yaparız. Hem aile üyeleri arasında, hem de akraba, komşu aileler arasında iyi ilişkileri kurmamızı sağlar. Bence buna biz insanların ihtiyacı var teknolojinin hızı insanların ilişkilerini kısıtlıyor ve hatta yok ediyor.
    Peygamber efendimizin güzel bir sözü vardır  "Oruç tutunuz, sıhhat bulursunuz" buradan anlayacağımız gibi oruç tutmak sağlık açısından çok iyidir. Oruç tutan kimse düzenli beslenmeyi öğrendiği için oburca her şeyi ağzına tıkıştırmaz hem fazla kilo almaz hem de sindirim sistemi rahatlar dinlenir. Allah her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmüş her şeyi bir nakış gibi işlemiştir. Allah’a ibadet ederken spor yapıyoruz, nefsimizi terbiye ediyoruz, insanların günlerce rejim yapıp zayıflamak için yaptıklarını sağlığa hiçbir şekilde zarar vermeden yapıyoruz. Hani eskiden annelerimiz nakış işlerlerdi günlerce uğraşırlardı Allah ta öyle güzel işlemiş ki nakışta tek kusur bile bulunması imkânsız. İşte o nakışın bir süsü de Oruç tutmaktır. Nerden tutsam, nerden baksam, ne desem hep olumlu tek olumsuz bir yanı yok. Tabi biz insanlar, orucu faydaları için değil, Allah’a yakın olmak, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için tutuyoruz. Oruç tutarken faydalarını, güzellikleri de bilinmelidir.
     Ramazan ayı ve menfaatçiler
    Ramazan ayı geldi gelmesine de yine bu mübarek ayda menfaatini düşünenler iş başında.
     Sanayi ve Ticaret İl Müdürü İlhan Aydın, biz tüketicilerin mağdur edilmeyeceği bir Ramazan ayı geçirilmesi için hazırlıkları tamamladıklarını bildirdi. Hepimizin bildiği gibi her yıl Ramazan ayı öncesinde ve yine Ramazan ayı içerisinde art niyetli bazı esnafın etiket fiyatlarında değişiklikler yaparak haksız kazanç elde etme girişiminde bulunduğunu anımsatan Aydın Bey, bu yola tenezzül etmeyi düşünen esnafa şimdiden uyarıda bulundu. Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü’nde görevli piyasa denetim ekiplerinin, Ramazan öncesinde alışveriş merkezlerini, kasap ve manavları yakın markaja alacaklarını söyleyerek “Tüketicilerimizin Ramazan ayı öncesinde ve yine bu ay içerisinde harcama alışkanlıklarının değiştiğini hepimiz biliyoruz. Bu tüketim artışı dolayısıyla vatandaşın fiyatlar yüzünden mağdur edilmesini istemiyoruz. Ekiplerimiz, piyasaları yakından takip edecek, fiyat istismarına göz açtırmayacak, tüketiciyi aldatmak suretiyle haksız kazanç elde etmeye çalışanlar için de gereken işlem yapılacak.” uyarısında bulundu. Ne gerek var bu kadar tedbir ve önlemlere... Biz insanlar bu kadar mı, alçaldık bu kadar mı küçüldük? Bu mübarek ramazan ayını bile menfaatlerimiz için kullanıyoruz. Yani yetkililer önlem almazsa esnaf halkı sömürecek mi?
    Bazı esnaflar sanki Ramazan ayı gelse de halkı sömürelim diye bekliyorlarmış gibi Ramazan ayı gelince etiket fiyatları 2–3 katına fırlıyor. Bu nasıl bir mantıktır ki mübarek Ramazan ayını bile bazı insanlar menfaatleri için kirli oyunlarına alet ederler. Bunları görünce üzülmemek elde değil insanlığın geleceğine. Bazen derlerdi insanlık kalmamış ben de ne saçma bir cümle diye düşünürdüm insanlık kalmamış derken neyi kast ettiklerini anlamazdım. Ama bu insanları görünce çok iyi anlıyorum gerçekten de insanlık kalmamış. Bazen hayvanların bile birbirlerine yapmadığı hareketler de bulunuyoruz biz insanlar.
Üreticiler, tüketiciler ve gözü dönmüşler. Evet, gözü dönmüşler; tüketicileri sırf çıkarı için sömürenler ve üreticileri hiç düşünmeden kazıklayanlar grubuna ben gözü dönmüşler derim ancak. İnsanların birbirini kazıklaması çıkar için kullanması ne mantığa sığar ne vicdana, ne İslam dininde böyle bir şey vardır ne de başka bir dinde; ne bu ülkede ne de başka bir ülkede böyle gözü dönmüşlüğü savunacak bir hak, hukuk, yol, yordam yoktur.
    Ramazan Ayı ve STK’lar
    İslam aleminin yılın 12 ayı içinde farklı ve en mukaddes ay olan Ramazan ayının da gelmesiyle birlikte inancından dolayı insanın duyguları kabarır ve imkan sahibi insanlar ihtiyaç sahibi insanlara maddi ve nakdi yardımlarda bulunurlar. Bu insani çalışmayı yaparken daha çok bağlı bulundukları sivil toplum örgütleri öncülük ederler. Tabii ki bu tür çalışmalarda yer alan birey veya sivil toplum örgütleri çalışan ve öncülük eden insanları şimdiden teşekkür eder başarılar dilerim.
     Bazen düşünüyorum da bu bireyler ve sivil toplum örgütleri çalışan ve öncülük eden insanlar da olmasa halimiz ne olacak. Öyle insanlar var ki sofralarında bir tas çorba olmayan, bir lokma yiyecek ekmeği olmayan. Lakin bizim var diye insanları görmemezlikten geliyoruz. Bazılarımız diyor ki “Bu zaman da aç insan mı kalmış” evet kalmış bizlerin görmediği yardıma muhtaç insanlar var. Bizler görmüyoruz çünkü onlar başka insanlar gibi Allah’ın kuluna değil Allah’ın kendisine ellerini açarlar.
    Büyük şehirlere baktığımız dernekler, kurumlar hatta devlet bile insanlar için birden fazla aş evleri, iftar çadırları kuruyorlar.
    Peki ya Nusaybin’de onlarca dernek kuruluşları var; ama biri bile çıkıp Ramazan ayında bir aş evi açalım, bir iftar çadırı kuralım diyen yok. Herhalde bu kadar düşüncesiz bir halk değilizdir inşallah. Maddi imkân yok diyorsanız ondan kolayımı var. Herhangi bir topluluk veya STK organizasyonuyla herkes yardım eli uzatır. Olmazsa isteyen zekâtını verir. Ben düşünüyorum böyle bir şey olursa Nusaybin halkı bu konuda çok duyarlıdır hemen zekâtını veren de olur elini cebine atıp yardım etmek isteyen de olur. Herkese hayırlı ramazanlar…