Acı Fakat Gerçek

Nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Bana çok zor geliyor, Rahmetli Şerafettin Elçi demek. Benim için ani bir ölüm oldu. Daha yaşayıp yapacağı çok şey vardı. Şu Kürt meselesinin çözümünü görmeden ölmesi çok acı.Bu gidişle ben bile görmeden öleceğim ya. Her zaman duruşunu, konuşma üslubunu takdir etmişimdir. Siyasetçi kişiliği olarak takdire şayan bir insandı. TV’de yayınlanan tartışma programlarını takip eden biri olarak şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim onca siyasetçi arasında tartışma programlarındaki üslubuna hayranım. Kamera karşısına çıkıp da bağırarak, birbirlerine saygı duymadan söz hakkı vermeden, birbirlerine küfür ederek, sayıp savuran siyasetçilerden her zaman farkını yaratan bir siyasetçiydi.

Tam olarak hangi programdı hatırlamasam da hafızama işlenmiş, hiçbir zaman unutamayacağım bir şeye şahit oldum. Dört partiden birer milletvekilinin katıldığı bir tartışma programıydı. Şerafettin Elçi susuyordu, onları dinliyordu.Geriye kalan diğer partililer ise bağıra çağıra, deyim yerindeyse 0-6 yaş gurubu çocuklarından beter bir şekilde tartışıyorlardı. Program sunucusu bayandı, bir anda sözü Şerafettin Elçi’ye verdi. Bir anda ne olduğunu anlamadığım bir sessizlik çöküverdi. Şerafettin Elçi konuşurken hepsi dikkat kesilmişler, dinliyorlar. Şok geçirdim .O zamanlarda fazla bir bilgim yok ama o tür programlara da çok ilgiliydim. Ve ilk defa böyle bir şeyle karşılaştım. Benim bildiğim tartışma programlarında hele bir de siyasetçiler oldu mu sessizlik olmazdı. Evet, Şerafettin Elçi’nin diğer siyasetçilerden farkı işte buydu, hem iyi bir dinleyici hem de iyi konuşmacı kendisi. O gün ona büyük bir hayranlık duymuştum. Ve sonra da hayatını, Kürt halkı için yaptığı çalışmaları okumuştum. Ne çok olumsuz eleştiri vardı internette kendisiyle ilgili. Onca olumsuz yazı okudum fakat hiçbiri Şerafettin Elçiyle ilgili düşüncelerimi değiştirmedi. Hiç unutmam geçen sene 22. 05. 2011 tarihinde internette gezinirken bir sitede okuduğum bir yazı vardı. Yerden yere vurmuş yazar Şerafettin Elçiyi. Okurken bir an başka bir Elçi’den söz ediyor olabilir diye düşündüm ve o yazı halen arşivimde kayıtlı. Onca olumsuz eleştirilere rağmen o günkü düşüncelerim değişmedi.
Biz insanoğlu elimizdekinin kıymetini kaybetmeden anlamıyoruz. William F. der ki “geçmiş asla ölü değildir; geçmiş, geçmiş bile değildir.” Evet, Sayın Şerafettin Elçi öldü fakat onun izlediği yol, onun düşünceleri, duruşu, yapıtlarıyla var olacak.

Şerafettin Elçi’nin yaptıklarının hep Kürt halkı için dedim ya biraz daha kapsama alanını daraltarak Nusaybin'deki halk için yaptıklarını bir de düşünüyorum. Belki bugün bazılarımız hep geçici işler yapıp, devamı olmayan, örneğin birini işe koymak, diye düşünebilir. Bence öyle değil.O, günün şartlarına göre hareket eden biriydi. Ve o, günün koşullarında en fazla elinden geleni yapandı.
Şerafettin Elçiyi kamera önünde gördüm, internette yazılanlarla ve halkın ağzından kulaktan dolma bilgilerle tanıdım. Mutlaka onun da hataları vardır. Hatasız kul olmaz derler. Fakat onu tanıdığım ve tanıyabildiğim kadarıyla duruşu ve konuşma üslubuyla her zaman dikkat çekmiştir.
O Kürt halkı için bir ömür verdi. 49'lar Davası diye bilinen "Kürtçülük Davası"ndan, son nefesini verene kadarki süre zarfında Kürt halkı için çabalamıştır. Ve hiçbir zaman oraya buraya bağlanmamış, kimsenin buyruğu altına girip de emirlerini dinlememiştir. Doğrudan doğruya Kürt halkı için uğraşmıştır.

Çok konuşuldu, daha konuşulacak, birçok yazar, gazeteci yazdı, daha çok yazıp çizecekler Şerafettin Elçi ile ilgili. Bilmiş bilmiş laflara, ahkam kesip, atıp tutmalara gerek yok. Toplumumuzda ne derler." ölenin arkasından kötü konuşmayın."

Son olarak üzülerek söylemek istediğim bir şey var. Ankara'daki cenaze töreninde meclis baştan aşağı oradayken sadece bir partinin milletvekilleri yoktu. Hani bu ülkeyi bölmekle suçlayıp, söz edenler var ya onlara sözüm işte o gün o cenaze törenine gelmeyip, ırkçılık yapanlar var ya işte onlar bu ülkeyi bölmek istiyorlar. Bir ülke her şekilde ayakta durabilir. Fakat ülke yönetiminde ırkçı insanlar yer alıyor ise o ülkenin ayakta durması çok zor. Ülke dediğin çok kültürlüğüyle ayakta durur.
Allah’tan kendisine rahmet ailesine sabır dilerim.