Bacım, Vücudun Mucidinin Emaneti

Bu yazım ile dişiliklerini pervasızca sunanlara ve mahrem vücutlarını namahremlere teşhir edenlere,  Biraz daha ileri giderek, sadece başını ve dizlerinin altını açmakla kalmayıp dar giyinmek suretiyle vücut çizgilerini ibraz edip ve gerekse bundan daha fazla açılarak dişiliklerinin sunanlara, cinselliklerini ön plana çıkaranlara, gösterilmesi haram olan yerlerini gösterilmemesi  gerekenlere  gösterenlere,  vücutlarını karşılaştıkları bütün yabancı erkeklerin bakışlarına sunan bacılarıma sesleniyorum.

Ne yaptığınızın farkında mısınız? Sürekli işlemekte olduğunuz cinayetin boyutlarını biliyor musunuz?  Siz, ümmetin yarının üm (anne)leri olarak bedeninizin kutsiyetini hangi tür bayağı, nefsani, şehvani ve hayvani bakışlara nişangah yaptığınızın bilincinde misiniz?

Bilmem şimdi nasıl düşünüyorsunuz? Böylesine iğrenç  bakışları üzerinizde toplamak, veya durup dururken masum insanların hayvani duygularını ortaya çıkarmak ve kendinize yöneltmek ve bunu durmadan her gün yapmak … insanların kafalarındaki gündemlerini değiştirmek, güzel ve ulvi duygularından, düşüncelerinden uzaklaştırmak ve hele hele Allahtan uzaklaştırmak, şeytanı onlara musallat etmek nasıl bir kafa yapısıdır acaba? Resulullah efendimiz (s.a.v) buyuruyorlar ki: ‘’ şehvetle bakmak, iblisin zehirli oklarından bir oktur.’’ Ne korkunç bir manzara ! ömrünüz boyunca aralıksız bu ok yağmuruna gönüllü hedef olmanız, bu oklara maruz kalmanız ve bu okları yemeniz! Cehennemden gelen zararlı ışınlar gibi, nükleer radyasyon gibi anlamaya çalışın bunu. Ruhunuzun, bedeninizin ne kadar korkunç bir tahribata uğradığını tahmin edebiliyor musunuz? Ve o gün Allah sizin o derilerinizi konuşturacak ve siz dehşete kapılacaksınız. Sonra, bir ömür boyu kaç erkeği şehvetle kendinize baktırmışsanız, o zavallıları da iblisin okçusu yapmış olmanız ne kötü bir görev, ne acı bir vebal !hiç ürpermiyor musunuz?

Bacım, mahremiyetin bizim için kutsaldır. Biz bir erkeğin kendisine emanet edilen kadının mahremiyetini hayatı pahasına koruması gerektiğine inanan bir ümmetiz. Varislerin olan bizler, cinayetten yargılanırken geceyi birlikte geçirdiği kadının (hanımı)  adını vermemek için cinayet saatinde nerede olduğunu açıklamayan ve mahremiyetini koruma adına idama razı olan bir ecdadın torunlarıyız. Bizi biz yapan temel değerlerimizin başında gelirdi namus duygusuna sahip çıkmak, zira bir kadının mahremiyetine ihanet eden her şeye ihanet edeceğine inanan bir inanca sahibiz.  Unutma ki sana bu bilinci modernite adı altında dikte edenler aslında izzeti değil zilleti reva görmektedirler. İslam cennetleri dahi ayaklarının altına sererken, sözüm ona sözde sana özgürlük vadinde bulunanlar ise seni vitrinlerde alıcı bekleyen bir meta haline dönüştürdüler. Rantlarına rant katmak için yeni kreasyonlarını narin vücudun üzerinde denediler. Bir başkaları kendi ideolojik düşüncelerini hakim kılabilmek için seni kendilerine siper edip davalarına kalkan yaptılar. Ama unuttukları tarihi bir gerçek vardı ki oda şuydu; kendi dünyevi emellerine nail olmak için kadınlarını siper eden toplulukların akibetleri hep hilak ve ilahi gazapla gazaplanmak olmuştur.

 Keça Kurda!

Ne dini vecibelerin gereği, ne örf ve adetlerin gereği, ne de tarihin ve kültürün gereği şu an içine büründüğün libas fıtratınla, damarlarında dolaşan asil kanınla bağdaşmamaktadır. Zira seni sen yapan temel değerler manzumelerin başında iffetine olan düşkünlüğün gelir, öyle ki bazı dil bilimciler haya ve iffeti tanımlarken, namahrem ile göz göze geldiğinde kürt kızın yanağında beliren kızarıklık diye tanımlamışlar. Sen tarihe iffetin ile mal olmuş bir numene i haya i imtisalsın. Şu an bilinçsizce giydiğin ecnebi libas ile o kadar rüküşsün ki anlatamam…

Fıtratının ve yaratıcının düşmanları seni ‘’kişilik’’le ‘’dişilik’’ arasında sıkıştırıp, ikinciyi tercih etmeye zorlamaktadırlar. Unutma ki, insanların önüne çıkaracak bir erdemi, bir kimliği, bir kişiliği bulunmayan bir kadın ille de fark edilmek istiyorsa, insanlara ‘’dişiliğini’’ gösterecektir; kişliğii yerine dişiliğini.Halbuki kuranın kadına dolaylı mesajı ise şu; dişiliğinizle kendinizi görünür kılmak yerine kişiliğinizle/şahsiyetinizle erkek egemen dünyada hak ettiğiniz saygın yeri alın. Onun için mücidin eseri olan vücüdü korumak kadının insan kimliğini teninin önüne koymak demektir. Sana da bu yakışır, dünyaya teniyle değil kişiliğiyle damgasını vuran. Erkeklerin egemen olduğu bir toplumda, kimliksiz ve kişiliksizce yaşayan, teninden haksız kazanç sağlanılan, metalaştırılan ve hep edilgen ve zevk sarhoşlarına hitap eden basit bir nesne olmak ister misin.

Hele hele bu kutsal ve müstesna zamanda  gözlerin de oruçlu olduğu bir zaman diliminde kendini teşhir edip milyonlarca Allahın nuruyla bakan gözlerin orucunu bozan müsebbip ve bu suçla yargılanan sanık olmayı göze alabilir misin?

Sözün özü;

Mucidin tarafından sana muhafaza ve mudafaa etmen için emanet edilen vücut şehrinin kapılarını namahrem gözlere kapatmazsan eğer, gün gelir o kutsal ve nadide kutsi gülistan baykuşların yuva kurduğu bir harabeye dönüşecektir.