Nasıl bir ülkede yaşıyoruz böyle!!!

Türkiye nasıl bir ülke??? Bu soruya bir cevap bulabiliyor musunuz? Şahsen ben düşünüyorum fakat bir cevap bulamıyorum. Sistemiyle, politikasıyla, eğitimiyle, politikacısıyla, en alt kademedeki memuruyla en üst kademedeki memuruyla tam anlamıyla bataklığa batmış, boğuluyor. Hayır, boğulmuyor kendi kendini boğuyor. Bence kendi içerisinde çelişkilerle dolu bir yapıya sahip Türkiye’nin saygı değer siyasetçileri. Mutlaka sizler de fark etmişsinizdir bu çelişkileri. Açlık grevlerini hatırlarsınız mutlaka. İlginçtir ki Sayın Başbakanımız çıkıp da açlık grevini inkar ederken, aynı partiden bir bakanımız çıkıp açlık grevlerinin olduğunu iddia ediyordu. Bir de şuna da kafam takıldı, açlık grevi yok ise neden açlık grevine destek veren partinin milletvekillerinin ziyafetteki fotoğraflarını gösterme gereği duymuşlardı. Birçok siyasetçi aynı partiden oldukları halde zaman zaman birbirleriyle ne kadar çok çelişiyorlar. Başka bir örnek vermem gerekirse Sayın milletvekillerimizden Leyla Zana da son zamanlar partide pasifleşti. Hiçbir parti aktivitelerinde görmez olduk. Siyasetçilerin de sözleri, hareketleri çelişkilerle dolu.

Dün dindar bir nesil yetiştirmekten söz edenler bu gün çok güzel bir şekilde söylediklerini uygulamaktalar. Bilmem kaçınız o görüntüleri gördü. Ne de olsa çok taraflı bir medyaya sahibiz. Gerçeklerin ya üstü örtülür ya da eksik gösterilip, çarpıtılmaya çalışılır. Ben halen bile gördüklerimin şokundayım. Acaba fotomontajlı ya da bilgisayar ortamında görüntüyle oynanmış mı diye internette bile araştırdım. Görüntülerin çekildiği tarihe, yere, kimin tarafından çekildiğine, aklıma gelen tüm ihtimallere baktım fakat inanmakta zorluk çeksem de o görüntüler gerçek. Türkiye’nin gerçeği ve yarının habercisi adeta… Namaz kılan halka, başını secdeye koymuş insanlara, Allah’ın huzurunda    -yanlış değilim değil mi, insanlar namaz kıldıklarında Allah’ın huzurunda bulunurlar- nasıl olur da tazyikli su sıkılır. Kusura bakmayın ama sormadan edemeyeceğim nasıl oluyor da bu müdahaleyi yapanlar ve yaptıranlar kendilerine Müslüman’ız diyorlar. Hadi anladık kardeşim yürüyüştekilere, grevdekilere, oturma eylemi yapanlara ona buna yapılıyor da, nasıl olur da namaz kılan insanlara tazyikli su sıkılır.

Şuna da değinmek isterim ki böyle vicdansızca namaz kılan insanlara bu şekilde müdahale ettirenlerin, kameraların karşısına çıkıp da başka ülkelere beylik laflar etmelerini, öğüt ve tavsiyelerde bulunma haklarının hiçbir şekil de olmadığı kanısındayım. Bence bu ülkenin yönetiminden sorumlu kişiler ve kuruluşlar, partiler ve milletvekilleri ve de meclistekilerin tavsiyeye ihtiyacı var. Başka ülkelerin iç sorunlarına karışmak bir tarafa iyi veya kötü, bir yorum dahi yapacak bir ülke olmadığını düşünüyorum Türkiye’nin.

 Böyle Müslüman bir ülkede -Pardon Müslüman olan ülkelere hakaret etmiş olacağımı düşünerekten hemen düzeltiyorum. Çünkü hiçbir Müslüman ülkede namaz kılınan insanlara tazyikli su atılmamaktadır.- Böyle sözde Müslüman bir ülkede ki sözdeki de kalmadı bu olayla birlikte doğrusu.

Kalbinde İslamiyet’in zerresini taşıyan birinin kim olursa olsun, konumu gereği dahi olsa bu şekilde müdahalede bulunmaz.

Bu olayı, bu olayın olmasına zemin hazırlayanları “orda namaz kılmaya teşvik edenleri”, en başta da bu ülkeyi yönetenleri sonuna kadar kınıyorum. Kutsal dinimizi kanlı oyunlarınıza alet etmekten vazgeçin. Dini kullanarak oy toplamaktan da vazgeçin. Bence bu olay başlı başına dahi bir iç savaşın başlama nedeni olabilir.

Uyku bantları mı desem yoksa at gözlükleri mi desem bilemiyorum ama artık bunları çıkarma zamanı geldi de geçiyor. Tabi bu tür bir politikayla daha ne kadar ayakta kalacak bu ülke bilemiyorum. Her zaman dile getirdiğim gibi politikadan kasıtları cenaze yarıştırmaktan ötesi değil maalesef üzülerek söylüyorum.