GÜNDEM Haber Girişi : 21 Şubat 2014 14:07

Nusaybin'de 'Dünya Anadil Günü' açıklamaları

Nusaybin'de 'Dünya Anadil Günü' açıklamaları
Nusaybin'de Eğitim-sen, Kürdi-der ve Ses “Dünya Anadil Günü” neeniyle açıkla yaptı.
Nusaybinimcom Haber Servisi
Kesk’e bağlı Eğitim – sen ve Ses ile Kürdi-der Dünya Anadil Günü nedeniyle basın açıklaması yaptı.

İlk açıklama Kesk binasında Eğitim-sen ve Kürdi-der tarafından yapıldı.
Eğitim-sen Nusaybin Baş temsilcisi Kadri Baysal yaptığı açıklamada: “Dilimiz Onurumuzdur (Zimanê me rûmeta me ye)” dedi.

Anadilin insanlar arasındaki farklılığı kimlikten daha keskin, kendi tadında ve manasında gösteren önemli bir özgünlük iken, “21 Şubat Uluslararası Anadil Günü”nü anadilleri yasaklananlar, mücadele günü olarak karşılandığını söyledi.

UNESCO tarafından yayınlanan, “Tehlike Altındaki Diller Atlası”na göre, dünyada 6 bin 700 dil ve bunlardan 2 bin 400’ü yok olma tehdidi altında olduğunu aktaran Baysal açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Dünyadaki 6 bin 700 dilden sadece 300’ü resmi dil statüsü ve devletlerin koruması altındayken, 1950’li yıllardan bu yana yok olan dillerin sayısı ise 230. Türkiye’de ise konuşulan 18 dil yok olmanın eşiğinde iken, Kürtler Türkiye’de yıllardır anadil hakkı için mücadele etmektedir.

Türkiye’de Kürtçenin günlük hayatta kullanılması adına önemli gelişmeler yaşansa da Anayasal, yasal ve ilgili yönetmelikler açısından hâlâ ciddi uygulama sıkıntıları yaşanıyor. Örneğin çocuklara Türkçe alfabede olmayıp, Kürtçe alfabede olan “x, q, w” gibi harflerle yazılan isimler ile 1980’deki askeri darbeye kadar varlığını sürdürmüş olan Kürtçe ve Kürtçe çağrışımlı yerleşim yerlerinin isimleri bir kararnameyle yapılan operasyonla değiştiriliyor ve o dönem Kürt’lerin yoğunlukta yaşadığı yerlerdeki devlet dairelerine “Türkçeden başka dil konuşmak yasaktır” yazılı duyurular asılıyordu.”

Kürtçenin 1980 darbesinden bu yana Türkiye’de tekrar yer alam serüvenin hakkında da bilgi veren Baysal; “Anadilde eğitimin önündeki engeller kaldırılmadığı sürece Kürtler üzerinde asimilasyon politikasının devam ediyor demektir. Kürt meselesinin çözümünde, anadilde eğitim imkânlarının sağlanması önemli bir eşik olacaktır.

Bu yüzden Ana dilde eğitim şart diyoruz. Ana dilde eğitim Türkiye’de artık bir tabu olmaktan çıkarılmalıdır, çıkmalıdır. Ana dilde eğitim gereklidir. Siz bu coğrafyada halkların bir arada yaşamını arzuluyorsanız, kardeşkanının akmamasını arzuluyorsanız, birlikte yaşamı arzuluyorsanız halkların bu temel hakkına saygı göstermek durumundasınız.

Kürtçe her türlü eğitim için yeterli zenginlikte bir dildir. Kürt halkı Türkiye’de kreşten başlayarak üniversite ve yüksek lisansa kadar kendi anadilinde eğitim görme hakkına sahiptir . Bunun bir an önce anayasal bir düzenleme ile Türkiye de yaşayan bütün farklı etnik grupların kendi ana dilleriyle eğitim görmelerini istiyoruz.

Eğer anadilde eğitim ifadesi itici geliyorsa, bunun yerine, UNESCO’nun da savunduğu ve desteklediği ‘çok dilli eğitim’ diyelim, yani müfredat aynı ama eğitim dili farklı olsun. Öğrenci ve velisi hangi dilde eğitim göreceğine karar versin ve buna göre derslik açılsın. Bu, devletin bölünme fobisini ortadan kaldırır. Nusaybin’deki Türk de, İstanbul’daki Kürt de isterse kendi dilinde eğitim alabilir. Okullarımızda çocuklarımızın anadilleri dışında bir dille eğitim görmelerinin çocuk üzerinde yarattığı sıkıntıya biz öğretmenler olarak birebir şahit oluyoruz.

Eğitim-Sen olarak kuruldukları günden bu yana herkesin kendi anadilinde eğitim görmesinin bilimsel ve insani hak olarak görüyoruz. Bu hakkın anayasal güvenceye alınması ve kullanılması için her zaman mücadelemiz devam edecektir.” Dedi.

Kürdi-der başkanı Hikmet Acat’ın yaptığı açıklamadan sonra basın açıklaması sona erdi.

-Hastaneye Kürtçe olarak hazırlanan ‘İnsan İskeletinin yapısı’ tablosu asıldı
İkinci program ise Ses Nusaybin temsilciliği tarafından Nusaybin Devlet Hastanesinde yapıldı.

Ses üyesi Siyamend Aslan tarafından Kürtçe yapılan açıklamada, 21 Şubat Dünya Anadil günü kutlandı.

İnsan iskeletinin yapısını anlatan Kürtçe tablonun Nusaybin Devlet Hastanesine asılmasından sonra yapılan açıklama şöyle:
“Em  li ser navé SES’ê 21’ê sibaté roja  zimané zikmakî ya cîhané li hemû gela pîroz dikîn.

Di sala 1999an de UNESCO, ji bo pêşî li ber mirin û wendabûna zimanan bigire, li hemberî zext û hewildanên tunekirina zimanan, 21ê Sibatê Roja Zimanê Zikmakî îlan kir.

Ziman beşeke girîng ya nasname û kesayetiya mirovan e. Ziman ji şertên bingehîn yê netewbûnê ya gelan e. Ew kilîta deriyê çand, huner, kevneşopî, evîn, kêfxweşî, êş û azarên gelan ya bi hezaran salan e.

Îro li hemû dinyayê 7000 ziman dijîn, lêbelê ji vî 7000 zimanî, li gorî lêkolînên UNESCOyê 2300 ziman di bin xeteriyê de ne.
Zimanê kurdî jî di nav vê lîstê de ye.

Ji bo ku zimanê me; hebûna me têk neçe, bi trajediya tunebûnê re rûbirû nemîne, divê em xwe li xwe xwedî derkevin. Jin, mêr, mezin û piçûk, divê em mecbûriyeteke bi berpirsiyarî bidin ser milên xwe ku bila pêşeroja me şêlû û tarî nebe.

Zimanê me hebûna me, hebûna me jî vîna me ye. Kurdî îro zimanê ji çil mîlyonî zêdetir kesan e. Çawa ku heta îro bi hewildan û rêbazên curbecur yên derveyî mirovatiyê, bi înkar û lîstikên bi qirêj zimanê me ji hole nehat rakirin û tunekirin, wê bi berxwedan û xwedîderketina me, ji vir pêve jî neyê tunekirin."