GÜNDEM Haber Girişi : 21 Şubat 2017 14:19

Nusaybin Eğitim-sen, 21 Şubat Dünya Anadili Günü’nü kutladı

Nusaybin Eğitim-sen, 21 Şubat Dünya Anadili Günü’nü kutladı
Eğitim-sen Nusaybin Baş temsilciliği, 21 Şubat Dünya Anadil Günü nedeniyle bir açıklama yayımladı.
Nusaybinim Haber Servisi
Eğitim-sen Nusaybin Baş temsilciliği, 21 Şubat Dünya Anadil Günü nedeniyle bir açıklama yayımladı.
Eğitim-sen Nusaybin Baş temsilciliği tarafından yayımlanan açıklamada, UNESCO verilerine göre dünya üzerinde 2 Bin 500 ana dilin yok olmayla karşı karşıya kaldığı bildirilirken, Türkiye’de bu sayının 18 olduğu açıklandı.
Eğitim-sen Nusaybin Baş Temsilciliği tarafından yapılan açıklama şöyle:
“Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Genel Kurulu, 1999 yılında aldığı bir kararla 21 Şubat gününü, “Uluslararası Anadili Günü” olarak kabul etmiş ve ilk kez 2000 yılında, dünya çapında kültürel çeşitliliği ve çok dilliliği desteklemek amacıyla “Dünya Anadili Günü” kutlanmaya başlamıştır.
UNESCO verilerine göre dünya üzerinde 2 bin 500 dil yok olma tehlikesiyle karşı karşıyayken, Türkiye’de tehlikede olan anadili sayısı 18’i bulmaktadır. UNESCO tarafından yüz yıl içinde bir dili konuşacak çocuk kalmayacak durumda ise o dil tehlikede, bir dili konuşan hiç çocuk kalmamışsa o dil ölü kabul edilmektedir.
Etnik ve ulus düzeyinde toplulukların bütün ilişki ve etkinliklerinde kullandıkları ve anlaştıkları dil, o topluluğun anadilidir. Daha geniş bir tanımla, bir insanın hiçbir eğitime tabi tutulmaksızın ailesi, çevresi ve toplumu aracılığı ile öğrendiği dil, anadili olarak tanımlanmaktadır.
Bireylerin anadilleri dışında sonradan öğrenilen ikinci, üçüncü diller o dillerle iletişim kurmayı sağlasa bile, asla insanın kendi anadili gibi olamamaktadır. Bundan dolayı Çocuk Hakları Sözleşmesinde de açıkça belirtildiği gibi bireyin anadilinde eğitim alması en temel insan haklarından birisi olduğu kadar, bireylerin kendi anadillerinde eğitim almasının engellenmesi de en büyük insan hakkı ihlallerinden birisi olarak kabul edilmektedir.
Tarih boyunca sayısız uygarlığa beşiklik etmiş, diller ve kültürler zengini Anadolu ve Mezopotamya toprakları yıllardır uygulanan ‘tekçi’ politikalar sonucunda resmen bir çöle dönmüş durumdadır. Tarih boyunca egemen sınıflar, bu anlamda bir toplumsal değişim ve ilerlemeyi engelleyebilmek için dünyanın birçok yerinde öncelikle eğitim konusuna el atmış, kültürel zenginlikleri talan etmiş, “resmi dil”in dışında kalan dillerle eğitimi yasaklayarak, farklı dil ve kültürlere yönelik asimilasyon politikalarını hayata geçirmiştir. Bunun altında yatan amaç ise ekonomik sömürü ve ulusal baskının gizlenmesi ve süreklileştirilmesidir.
Anadilin kullanımının engellenmesi ilgili toplumun bütün bireylerini değişik boyutta etkilese de, tartışmasız en fazla çevresi ile iletişimini anadili ile sağlayan çocukları etkilemektedir. Bu yıl dünya çapında 17. kez kutlanan Dünya Anadili Gününü, ülkemizde anadili Türkçeden farklı (Kürtçe, Arapça, Lazca, Hemşince, Çerkezce vb) olan milyonlarca çocuğun kendi anadillerinden koparılmadığı bir ortamda öğrenmeleri en temel haklarıdır.
Eğitim biliminin temel ilkesini oluşturan “Anadilinde eğitim” taleplerinin her dönem ırkçı-şoven duygu ve tepkilerle karşılandığı bir ortamda, Türkçe dışındaki anadillerinin varlığına ve öğrenilmesine karşı çıkmak, bir yönüyle eğitim biliminin en temel ilkesine karşı çıkmak anlamına gelmektedir. Anadilinin önemi ve gerekliliğinin yanı sıra, sosyal, toplumsal, pedagojik ve insanı boyutu yeterince tartışılmadığı ve bilince çıkmadığı sürece Dünya Anadili Günü’nün anlamını ve önemini anlamak mümkün olmayacaktır.
Türkiye dünyada çocuklarına bayram armağan eden tek ülke olmakla övünürken, milyonlarca çocuğun kendi anadili ile eğitim görmesine “ülke bölünür” paranoyası ile yaklaşacak kadar “çağ dışı” düşünceler ileri sürülebilmekte ve anadilinde eğitim talepleri “suç” olarak kabul edilmektedir.
Eğitim Sen, eğitim-öğretim alanında örgütlü bir sendika olmanın doğal bir sonucu olarak anadilinde eğitimi savunduğu için 2004 yılında kapatılma tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye’yi Eğitim hakkında vermiş olduğu “kapatma kararı” nedeniyle mahkûm etmiş ve sendikamızın haklı mücadelesi AİHM tarafından da onaylanmıştır. Eğitim biliminin en temel ilkesi olan anadilinde eğitimi savunmanın bizler açısından soruşturma, sürgün, baskı ve tehdit nedeni sayılmış olması düşündürücüdür.
Dünya Anadili Gününde milyonlarca çocuk anadilini kullanamadığı, anadilinde eğitim göremediği için mağduriyet yaşamayı sürdürmektedir. Bilimsel, laik ve demokratik eğitimin ayrılmaz bir parçası olan farklı anadiller üzerindeki sınırlamalara son verilmeli, her bireyin kendi anadilini öğrenmesi ve eğitim almasının önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır.
Eğitim Sen olarak, tüm dünya ve Türkiye halklarının 21 Şubat Dünya Anadili Günü’nü kutluyor, faklı anadili ve kültürlerin özgürce yaşaması ve gelişmesinin önündeki bütün yasal ve fiili engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz.”