KESK Bileşenleri ve Kürdi-der Nusaybin temsilciliği yaptıkları basın açıklamasıyla, DTKnın aldığı bir haftalık Okul boykotu kararını destelediklerini bildirdi.
Barış Parkında düzenlenen basın açıklamasını Kürdi-der Eş Başkanı Hikmet Acat okudu.
Acatın açıklaması şöyle:
Konfüçyüse sorarlar. Bir ülkenin yönetimi sende olsaydı o ülkeyi yeniden inşa etmek için nereden başlardı diye dilden başlardı der. Tam tersi aynı ülkeyi bozmaya çalışsa yine o ülkenin dilinden başlardım der. Bu şekilde dile getirmesinin sebebi dilin ulusların kişiliklerini ve zihniyetlerinin oluşturmasındandır. Her halk kendi dili ile kültürünü sanatını ve folklorunu yaratır. Her insan kendi diliyle kendisini tanır ve yaşamını var eder. Bu olgular ışığında anadilin sınırları yaşamın sınırları ve insanlık dünyasının sınırları oluyor.
Türkiye Cumhuriyetinin inşası ile beraber aynı süreç Kürt dili üzerinde baskıların ve yasaklanmaların geliştiği bir süreç oluyor. Birçok kez Kürt diline özgürlük talebinin ismi hapis, işkence ve ölüm oldu. Maalesef Türkiye de Kürt dili üzerinde yasaklanmalar ve baskıların arttığı dönem dünyada diller üzerinde baskı ve yasaklanmaların kaldırıldığı döneme denk geliyor. Bugün birçok dünya ülkesinde İsviçre, İsveç, Hollanda, Britanya, İspanya ve Güney Afrika başta olmak üzere çok dilli bir yaşam ve çok dilli bir eğitim sistemi uygulanmaktadır.
Dünya'nın birçok üniversitesinde Kürtçe kürsüler ve Kürdoloji enstitüleri bulunurken yaklaşık yirmi milyon kürdün yaşadığı Türkiye de ise Kürtçe eğitimin önündeki yasaklar devam etmektedir. On yıllarda birkaç adım atılmış olsa da bunlar yetersiz kalmaktadır.
Birey için ilerlemek vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Bu ise ancak eğitimle mümkün olur. Bilim ve bilgi ancak okuyarak ve yazarak gelişir. Bunların gerçekleşmesi içinde anadilde eğitim oldukça önemlidir. Bir çocuk yedi yaşına gelene kadar kendisini doğasını ve yaşamını anlamlandıracak sembollerin tamamını oluşturur. Bir çocuk hangi dil ile konuşuyorsa zihinsel sembollerini de o dil ile oluşturur. Eğitim bu semboller temel alınarak inşa edilmelidir. Maalesef ülkemizde bu gerçeklik göz ardı edilmekte ve deyim yerindeyse Kürd, Arap, Acem, Laz, Çerkez, Süryani ve adlandırmadığımız birçok halkın çocuklarına hakaret edilmektedir. Türkiyede ki eğitim sistemlerinin adı asimilasyondur. Yeter artık biz asimilasyonları kabul etmiyoruz. Asimilasyon kültürel soykırımın bir aracıdır. Kültürel soykırım ise fiziki soykırımdan daha yakıcı bir süreçtir. Biz Nusaybin Kürdi-der ve KESK bileşenleri olarak DTKnın aldığı bir haftalık boykot kararını destekliyoruz. Milli Eğitim Bakanlığına ve AKP hükümetine anayasanın 42.maddesinin kaldırarak anadilde eğitimin önünü açılması için çağrıda bulunuyoruz.
Bir kez daha dilimiz onurumuzdur diyor. Anadilsiz bir yaşamın kabul etmeyeceğimizi ifade ediyoruz.
