KÜLTÜR & SANAT Haber Girişi : 08 Haziran 2011 16:56

Nusaybin Eğitim-sen dayanışma gecesi düzenledi

Nusaybin Eğitim-sen dayanışma gecesi düzenledi
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-sen) Mardinin Nusaybin ilçesinde dayanışma gecesi düzenledi. Gece Yazar Nuray Mert de katılarak öğretmenlere sürpriz yaptı.
Nusaybin Eğitim-sen dayanışma gecesi düzenledi
Arif Altunkaynak
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-sen) Mardin’in Nusaybin ilçesinde dayanışma gecesi düzenledi. Gece Yazar Nuray Mert de katılarak öğretmenlere sürpriz yaptı. Eğitim-senli öğretmenler salonda Nuray Mert’i Mertliğinden dolayı selamlıyoruz anonsu yaptırdı.
     Şato Düğün Salonunda düzenlenen gece verilen yemekle başladı. Daha sonra gecenin açılış konuşmasını yapan Eğitim-sen baş temsilcisi Abdullah Gökçe, Eğitim-sen olarak, sendikal haklar ve özgürlükler mücadelesinde, demokrasi mücadelesinde bir çalışma dönemini daha geride bıraktıklarını bildirdi.
    Gökçe şöyle konuştu;
“2010 - 2011 eğitim öğretim yılı çalışma döneminde yönetimimizin belirmiş olduğu görev ve sorumluluklar ile sendikalarımızın ilkelerine, değerlerine ve mücadele hedeflerine uygun olarak önemli çalışmalar ve faaliyetler gerçekleştirdik.
    Eğitim-sen olarak bir taraftan herkese eşit, parasız geleneksel ve Anadilde eğitim hakkı mücadelemizi kararlılıkla sürdürürken, diğer taraftan sendikal haklar ve özgürlükler mücadelesinin, demokrasi ve barış mücadelesinin en önünde yer almaya çalıştık.
Yürüttüğümüz mücadelecimizde ve iş kolumuzdaki tüm eğitim ve bilim emekçilerinin hak ve çıkarları doğrultusunda, örgütsel birlik ve bütünlük içinde hareket ederek eğitim ve bilim emekçilerinin sesi taleplerinin takipçisi olmaya özen gösterdik.
    Geçtiğimiz dönem eğitim ve bilim emekçileri olarak, dünyayı ve Türkiye’yi yakından ilgilendiren ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmeler yaşandı. Savaşların işsizliğin, yoksulluğun, haksızlıkların her geçen gün artığı bir dünyada; emeğin, demokrasinin, barışın ve özgürlüklerin geliştirmesi mücadelesi içinde yer alarak demokratik Türkiye mücadelemizi karalıkla sürdürmeye devam etik, devam edeceğiz.
    Bugüne kadar siyasal alanda yaşanan gelişmeler geniş emekçi kesimler açısından oldukça öğretici olmuştur. Öncesi bir tarafa geçtiğimiz 8,5 yılık süre içinde AKP hükümetinin demokrasi ve özgürlükler konusunda ne kadar samimi olduğunu çeşitli vesilelerle pek çok kez görülmüştür. Başta Kürt sorunun çözümü, Alevilerin sorunları farklı kültür ve inanç kesimlerinin sorunlu, zorunlu din dersleri uygulanması, halka karşı işlenmiş suçların açığa çıkarılması ve bunun gibi konularda hemen hiçbir somut adım atılmamıştır. AKP hükümeti bu adımları atmadığı gibi sendikal haklar ve demokrasi mücadelesinin önüne sürekli yeni engeller çıkarmış, halkları için alanlara çıkan bütün kesimleri karşısına almaktan çekinmemiştir. AKP hükümetinin demokrasiden anladığı devletin ve kurumların, hatta sendikaların bile AKP’lileşmesi tüm emekçilerin AKP’nin uyguladığı emek düşmanı politikalarla koşulsuz, itirazsız destek vermesidir.
AKP iktidarının kendisi gibi düşünmeyen kesimleri sindirmeye çalınması Kürt sorununda da kendini göstermektedir. Kürt sorununda çözümün muhatabı konumundaki kesimleri eşkıya, terörist olarak tanımlaması bu süreci tıkayan söylemdir. Şu apaçık ortaya çıkmıştır artık yapılması gereken demokratik anayasada yerellerin daha güçlü olduğu ve hakların kendini daha fazla temsil ede bileceği ülkenin tüm kesiminin kendini bütün farklılıklarıyla ifade edebileceği halkların birbirinin yüklerini anlaya bileceği, empati kurabileceği ve bunun yanında Türkiyeliyim olgusunun toplum içinde gelişmesi için ülkenin yeni demokratik katılımcı bir anayasaya ihtiyaç vardır.
    Kamuda yapılan ve emekçilerin hakların törpüleyen torba yasa, kanun hükmünde kararname ve bunun gibi çeşitli yasalar emekçilerin haklarının her geçen gün daha fazla gasp edilmesinin önünü açmaktadır. En son kanun hükmünde kararnameyle çıkarılan sözleşmelerin kadroya alınması da bu iktidarın genelde kamuda özele eğitimde tamamıyla seçim çıkarılan dayalı bir hamle olduğu aşikârdır. Eğitimde sözleşmeli sorununu sanki bu iktidar yaratmamış gibi bunu bir lütuf olarak önümüze sunmaktadır. Bir taraftan kanun hükmünde kararnameyle sözleşmelileri kadroya alırken diğer tarafta sözleşme alımı yapılması ikiyüzlü politikaların göstergesidir. Sonuç olarak biz demokratik sendikalar olarak kapitalizmin bize dayattığı bu ikiyüzlü zihniyete karşı emek mücadelesini sürdürmeye devam edeceğiz ve kazanacağız.  Mutlaka kazanacağız. 
    Bunun yanında Türkiye’nin demokratik bir ulus olma yolunda bir başka ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Halkların kardeşliği temelinde emek, özgürlük ve demokrasi bloğunu üçüncü yol olarak görüyor ve Türkiye’nin demokratikleşmesinde alternatif bir seçenek olarak görüyoruz.”
    Gökçek’in konuşmasından sonra Yazar Nuray Mert sürpriz yaparak geceye katıldı. Nusaybin belediye başkanı Ayşe Gökkan ile birlikte salona girdiği anons edilen Mert’i geceye katılanlar uzun süre alkışladı. Eğitim-senli öğretmenler ‘Nuray Mert’in Mertliğini selamlıyoruz’ anonsu yaptırdı.
   

- BİR HAWAR DİYORUM, BU HAWARI DEMOKRASİYLE BÜYÜTELİM DİYE HEPİNİZİ BU HAWARA DAVET EDİYORUM
    Gece bir konuşma yapan Gülser Yıldırım’ın vekili Başkan Gökkan ise Yıldırım’ın aday olduğu halde propaganda döneminde kendini ifade etme hakkının tanınmamasını ülkenin yüz karası olduğunu ifade e Gökkan Konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Ne yazı ki oluşturulmuş olan yasalar ve hala bu yasalarda direten bir sistem var. Ancak biz bugün hem birlikte bu seçim surecini barış ve kardeşliğe dönüştürmek için bloğun desteklemenizi sadece desteklemek değil hep birlikte gücümüzü birleştirmeyi davet ediyoruz. Bu dönem kadınların Süryanilerin, Ezidilerin ve halkların kardeşliği için bloğun çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bizim amacımız milletvekili meclise göndermek değil Türkiye’deki bütün anti demokratik olaylara dur demek için aslında bu bloğun gücünü ve rüzgârını estiriyoruz. Çok acı bir şey biliyorum çok ağır bir durum bu. Bir başbakan çıkıp kadını mıdır kızı mıdır ben bilmiyorum demesi utanç verici. Benim başbakanım olamaz. Kadın olarak bu başbakanı kabul etmiyorum ve yine konuşan herkese saldıran bir başbakanın bu ülkeyi yönetmesi artık risktir. Ben kadın olarak kendimi risk altında görüyorum. Tehlike altındayım ve bir hawar diyorum bu hawarı demokrasiyle büyütelim diye hepinizi bu hawara davet ediyorum. Çok tehlikeli bir başbakan bölge yönetimi yapmadan başkanlık sistemine geçiyor. Bu diktatörlüktü Saddam on yıl önce devrildi o hala özerklik ve bölgesel yönetimler tasarlamadan başbakanlığı tek başkanlık sistemine geçiyor. Bu diktatörlüğü artık bu ülke bu kadar tecrübeli bir toplum kabul etmeyecek, etmeyeceğiz. Biz kadınlar etmiyoruz. Erkek, Türk ve Erdoğan’ın Müslüman’ı meclisi reddediyoruz. O nedenle buradayız.
     Konuşmalardan sonra Eğitim-sen Futbol turnuvasında dereceye giren takımlara Eğitim-sen baş temsilcisi Abdullah Gökçe, SES temsilcisi Sinan Aydın, Petrol iş temsilcisi Veysi Tekin ve Eğitim-sen Mardin şube yöneticisi Erdal Hoca tarafından ödülleri verildi. Gece, Erbane, Halk oyunları ve sema gösterisinden sonra öğretmenlerin oynadığı yöresel oyunlarla sona erdi. / Nusaybinim.com